Sitemize hosgeldiniz
  Iflas Hukuku Ders Notlari
 
TEŞEKKÜR İÇİN REKLAMLARA TIKLAYIN ARKADAŞLAR
Cüzî İcra ( İCRA HUKUKU) -  Külli İcra (İFLÂS HUKUKU) Farkları
    Cüzî icra bütün borçlulara uygulanabilir - Külli icra ise sadece
Ø “tacirlere veya tacir sayılan kişilere” karşı uygulanabilir
  
Ø  Cüzî icrada, her alacaklı kendi alacağı için borçluya karşı ayrı ayrı takip yapmak zorundadır - Külli icrada (iflâsta) ise verilen iflâs kararı sonucunda bütün alacaklılar iflâs tasfiyesine katılarak alacaklarını alabilirler.
    Cüzî icrada alacak, borçlununØ bir veya birkaç malından alınır- Külli icrada ise borçlunun bütün malları iflâs tasfiyesine konu olur, bu malların hepsi satılarak alacaklıların alacakları karşılanır.
    Cüzî icrada haczedilen
Ø mallar resmi bir organ olan “icra dairesi” tarafından satılır ve bedel paylaştırılır Külli icrada (iflâsta) ise mallar “iflâs idaresi” tarafından satılır ve bedel paylaştırılır.
İFLÂS TEŞKİLATI
Resmi İflâs Organları            
•    İcra Dairesi
•    İflâs Dairesi
•    İcra mahkemesi
•    Ticaret Mahkemesi
•    Yargıtay
İflâsın Özel Organları
•    İflâs İdaresi
•    Birinci Alacaklılar Toplantısı
•    İkinci Alacaklılar Toplantısı
Bu organların yanı sıra; kanunun “İflâs Bürosu” olarak adlandırdığı bir organ daha bulunmaktadır. Birinci alacaklılar toplantısına, iflâs müdürü veya yardımcısı başkanlık eder ve alacaklılar arasından tercihen elinde noter veya ipotek senedi veya İİK m.68 veya m.150ı’daki belgelerden bulunanlardan bir veya ikisini ya da bunların temsilcilerini de yanına seçer. Bu şekilde kurulan iflâs bürosunun görevi; 1. Alacaklılar toplantısında kullanılan oyların geçerli olup olmayacağına dair çıkan uyuşmazlıkları çözmektir.
A- RESMİ İFLÂS ORGANLARI
1- İcra Dairesi: İflâs yolu ile takip, alacaklının “icra dairesi” ne yapacağı iflâs takip talebi ile başlar. İcra dairesi borçluya iflâs ödeme emri gönderir. İflâs kararından önceki dönemde icra dairesi tek yetkili organdır.
•    İflâs takibinde ödeme emrine itiraz “icra dairesi” ne yapılır
•    Kambiyo senetlerine mahsus iflâs yolunda ödeme emrine itiraz icra dairesine yapıldığı gibi ayrıca ödeme emrine karşı “şikâyet”te icra dairesine yapılır (ancak bu şikâyet Ticaret Mahkemesinde incelenir)
2- İflâs Dairesi: İflâs dairesinin görevi, Ticaret Mahkemesince borçlunun iflâsına karar verilmesinden sonra başlar. Görevleri:
•    İflâsın açıldığını ilan etmek,
•    Müflisin mallarının defterini tutmak, bu mallar için gerekli muhafaza tedbirlerini almak,
•    Adi tasfiyede, alacaklıları birinci toplantıya çağırmak, toplantıya başkanlık etmek,
•    İflâs idaresinin iflâs tasfiyesine ilişkin işlemlerini denetlemek,
•    Birinci alacaklılar toplantısı yapılamazsa iflâs idaresi gibi iflâs masasını idare etmek ve iflâs tasfiyesini yapmak,
•    Adi tasfiye yapılmaz bunun yerine Basit Tasfiye yapılmasına karar verilirse; Basit Tasfiye bizzat iflâs dairesince yapılır.
3- İCRA MAHKEMESİ
•    İcra dairesini ve iflâs dairesini denetlemek
•    İcra dairesinin ve iflâs dairesinin işlemlerine karşı yapılan “şikâyet”leri incelemek (istisna: Kambiyo senetlerine mahsus iflâs yolunda iflâs ödeme emrine karşı yapılan şikâyetleri İCRA MAHKEMESİ değil, iflâs davasına bakan Ticaret Mahkemesi inceler)
    Birinci ve ikinci alacaklılar toplantısı
Ø
    İflâs idaresi kararlarına karşı yapılan şikayetleri incelemek
Ø
    Konkordato Komiseri
Ø
•    İflâstaki istihkak davalarına bakmak
•    İflâs idaresi üyelerini seçmek
•    İflâs idaresinin hesap pusulalarını onaylamak
•    Konkordato mühleti vermek
•    Konkordato komiseri tayin etmek
4- Ticaret Mahkemesi
•    İflâs davasına bakmak ve iflâs kararı vermek
•    İflâs ödeme emrine karşı borçlunun yapmış olduğu itirazları incelemek ve karar vermek
•    Kambiyo senetlerine mahsus iflâs yolunda iflâs ödeme emrine karşı yapılan şikâyetleri incelemek
5- Yargıtay
İCRA MAHKEMESİ’NİN ve Ticaret Mahkemesinin kararları 10 gün içinde temyiz edilebilir. Temyiz merci Yargıtay’dır.
B- İFLÂSIN ÖZEL ORGANLARI
 Bu organlar iflâsın tasfiyesi ile ilgili olarak oluşturulan ve özel kişilerden oluşan organlardır. İflâsta 3 özel organ görev yapmaktadır:
•    İflas Bürosu: Birinci alacaklılar toplantısına iflas müdürü veya yardımcısı başkanlık eder. Toplantıya başkanlık eden iflas müdürü, alacaklı oldukları noter veya ipotek senedi gibi resmi senetle sabit olan kişilerden bir veya iki alacaklı ile birlikte bir iflas bürosu oluşturur. İflas bürosunun görevi, birinci alacaklılar toplantısında kullanılan oyların geçerli olup olmayacağı hakkında ihtilafları halletmektir.
•    İflâs İdaresi: İflas idaresi birinci alacaklılar toplantısında belirlenen altı isim arasından icra mahkemesince belirlenir. İflas idaresi üç kişiden oluşur. İflas idaresinin görevi, iflas dairesinin denetimi altında iflas masasını tasfiye etmektir.

•    Birinci Alacaklılar Toplantısı: Birinci alacaklılar toplantısına müflisten alacaklı olduğunu iddia edenler katılır. Birinci alacaklılar toplantısında iflas idaresi için altı isim belirlenir.
•    İkinci Alacaklılar Toplantısı: İflas idaresi, alacakları inceler ve tespit yapar, daha sonra ikinci alacaklılar toplantısı için davet yapılır.
İFLÂS SEBEBİ
Borcun ödenmemesi genel iflâs sebebidir. Borçlu borcunu ödememişse ve iflâsa tabi kişilerden ise iflâs yolu ile takip yapılabilir, bu takip sonunda da borç ödenmez ise ticaret mahkemesince borçlunun iflâsına karar verilir.İflâs yoluna başvurabilmek içi alacağın; para veya teminat alacağı olması gerekir.İİK’ da, borcun ödenmemesi halinden başka bazı özel sebepler iflâs sebebi olabilir: Örnekler:
    Sermaye şirketlerinde aktifin pasiften az olması halinde bu şirketlerin iflâsı istenebilir
ü
  
ü  Borçlunun yarı mevcudunun haczedilmesi halinde geri kalan mevcudun alacaklıların alacağını karşılamaya yetmemesi söz konusu ise borçlunun iflâsı istenebilir
Her türlü alacak için borçlunun iflâsı istenebilir. Kamu alacakları için de borçlunun iflâs yolu ile takibi mümkündür.
İflâs için borcun ticari borç olması gerekmez. Tacirler ticari olmayan borçlarından dolayı da iflâsa tabidirler.
İFLÂSA TÂBİ OLAN KİŞİLER
I- Ticaret Kanununa Göre Tacir Sayılan Kişiler
A- Gerçek Kişiler
•    Tacirler: Bir ticari işletmeyi kısmen dahi olsa kendi adına işleten kimseye tacir denir.
•    Bir gerçek kişi, bir ticari işletmeyi kurup açtığını, sirküler, gazete, radyo, TV gibi ilan vasıtaları ile halka bildirmişse veya işletmesini ticaret siciline kaydettirerek durumu ilan etmiş ise “fiilen işletmeye başlamamış olsa bile” tacir sayılır.
•    Ticaretten men edilmiş olmalarına rağmen ticari işletme işletenlerde tacir sayılır (örneğin memurlar)
B- Tüzel Kişiler
•    Ticaret Şirketleri: Anonim, Limitet, Kollektif, Komandit  Şirketler ve Kooperatifler  tacirdir.
•    Amacına ulaşmak için “ticari işletme işleten dernekler” tacirdir.  Ancak, “kamuya yararlı dernekler” ticari işletme işletseler dahi tacir sayılmaz, örneğin Kızılay)
•    Kamu tüzel kişileri tarafından kurulan teşekkül ve müesseseler tacirdir. Örneğin iktisadi devlet teşekküller. Ancak: SSK ve Bağkur tacir olmalarına rağmen iflâsa tabi değildirler.
II- Tacir Olmadıkları Halde Ticaret Kanunu Gereği Tacirler Hakkındaki Hükümlere Tabi Olan Kişiler
•    Bir ticari işletme açmış gibi ister kendi adına isterse hukuken var olmayan bir şirket adına işlemlerde bulunan kimse, iyi niyetli 3. şahıslara karşı sorumludur ve bu kişiler tarafından iflâsı istenebilir.
•    Donatma iştiraki, tüzel kişiliği olmamasına ve tacir sayılmamasına rağmen iflâsa tabidir.
III- Tacir Olmadıkları Halde Özel Kanunlara Göre İflâsa Tabi Olan Kişiler
•    Ticareti terk eden eski tacir, 1 yıl süre ile iflâsa tabi olmaya devam eder.
•    Kollektif şirket ortakları şirket borçlarından dolayı iflâsa tabidir. Kollektif şirket ortağı olan bir kimse sadece bu sıfattan dolayı tacir sayılmaz, eğer başka bir sebeple de tacir sayılmıyorsa şahsi borçlarından dolayı iflâsa tabi değildir.
•    Komandit şirketlerde “komandite ortak” (sınırsız sorumlu), kollektif şirket ortakları gibi şirket borçlarından dolayı iflâsa tabidir.
•    Bir bankanın;
    yönetim ve denetimini doğrudan veya dolaylı olarak tek başına veya birlikte elinde bulunduran ortakları
§
    yönetim kurulu ve kredi komitesi başkan ve üyeleri  
§
    genel müdürü, genel müdür yardımcıları ve imzaları bankayı ilzam eden (bağlayan) memurları
§
kanuna aykırı karar ve işlemleriyle bankanın iflâsına neden olmuşlarsa, bankaya verdikleri zararlarla sınırlı olarak, Kurul kararına istinaden ve Tasarruf Mevduatı Sigorta Fon'unun talebi üzerine bunların şahsen iflâslarına mahkemece karar verilebilir.
•    İflâsa tabi bir kişi aleyhine iflâs yolu ile takip başladıktan sonra o kişi ölmüşse, iflâs takibinin “tereke” ye karşı devam edebilmesi için:
    Terekenin henüz taksim edilmemiş olması,
ü
    Terekenin resmi tasfiyeye tabi tutulmamış olması,
ü
    Mirasçılar arasında Aile Şirketi Emvali kurulmamış olması gerekir.
ü
İ F L Â S   Y O L L A R I

Takipli İflâs Yolları        Takipsiz İflâs Yolları
(Doğrudan Doğruya İflâs)

A-Genel İflâs Yolu    
1- Alacaklının Talebi İle Doğrudan İflâs
2-Kambiyo Senetlerine Mahsus İflâs Yolu        2- Borçlunun Talebi İle Doğrudan İflâs   3- Sermaye Şirketlerinin Doğrudan İflâsı
Takipli iflâsta; alacaklı önce icra dairesine başvurarak iflâsa tabi borçlusu aleyhine iflâs takibi talebinde bulunur, bunun üzerine icra dairesi borçluya iflâs ödeme emri gönderir. Borçlu ödeme emrinde belirtilen süre içinde borcu ödemez ise alacaklı ticaret mahkemesinde iflâs davası açarak borçlunun iflâsına karar verilmesini ister.
Takipsiz iflâsta ise; İİK’da sayılmış olan haller var ise borçlu icra dairesine başvurmadan doğrudan doğruya ticaret mahkemesinde borçlu hakkında iflâs davası açarak borçlunun iflâsına karar verilmesini ister.
İFLÂS PROSEDÜRÜNDE YETKİ
Yetkili İcra Dairesi: Borçlunun muamele merkezinin bulunduğu yer icra dairesi ve alacaklının muamele merkezinin bulunduğu yer icra dairesi yetkilidir. Bu yetki kamu düzenine ilişkin değildir. Yetkisiz icra dairesinde iflâs takibi yapılmışsa, borçlu itiraz süresi içinde yetki itirazında bulunmalıdır.
Yetkili Ticaret Mahkemesi: İflâs davası için yetkili ticaret mahkemesi; borçlunun muamele merkezinin bulunduğu yer ticaret mahkemesidir. Kamu düzenine ilişkin ve kesin yetkidir. İlk itiraz değildir. Davanın her aşamasında ileri sürülebilir ve mahkeme re’sen gözetmekle yükümlüdür.
Yetkili İflâs Dairesi:  İflâsa karar vermiş olan ticaret mahkemesinin yargı çevresindeki iflâs dairesi yetkilidir. Kamu düzenine ilişkin kesin yetkidir. Yetki sözleşmesi yapılamaz.
GENEL İFLÂS YOLU
İflâsa tabi borçlunun borcu bir kambiyo senedine bağlı değilse ve de rehinle de teminat altına alınmamışsa alacaklının başvurabileceği iflâs yolu “Genel İflâs Yolu” dur.Alacak bir rehin ile teminat altına alınmış ise alacaklı önce “Rehnin Paraya Çevrilmesi Yolu”na başvurmak zorundadır..
Genel iflâs yolu, alacaklının icra dairesine yapacağı iflâs takip talebi ile başlar. Takip talebi üzerine icra dairesi 3 gün içinde, borçluya iflâs ödeme emri gönderir. İflâs ödeme emri ile borçluya:
    Borcun ve giderlerin 7gün içinde ödenmesi gerektiği;
Ø
    İtirazı varsa, bu itirazını 7gün içinde bir dilekçe ile icra dairesine bildirmesi gerektiği;
Ø
    Borçlunun konkordato teklif edebileceği kendisine bildirilir.
Ø
İflâs ödeme emrinin borçluya gönderilmesinde icra dairesinin kanuna aykırı bir işlemi mevcut ise, borçlu bunu İCRA MAHKEMESİ’NE şikâyet yolu ile bildirebilir. Borçlu, ödeme emrinin kendisine tebliğinden itibaren 7 gün içinde borcu öderse iflâs takibi son bulur.Borçlu 7 gün içinde itiraz edebilir. Borçlu ödeme emrinin tebliğinden itibaren 7 gün içinde, borca itiraz ederek veya etmeyerek borcu ödemezse, alacaklı borçluya karşı “ticaret mahkemesinde” iflâs davası açar.
Ticaret Mahkemesinin iflâs davasını incelemesi:
Borçlu iflâs ödeme emrine itiraz etmişse; alacaklı ticaret mahkemesinden iki hususta karar verilmesini ister: borçlunu itirazını kaldırılmasını ve borçlunu iflâsına karar verilmesini.
Ticaret Mahkemesi önce borçlunun itirazı inceler. Borçlu, ödeme emrine itiraz ederken bildirdiği sebeplerle bağlı değildir. Bu inceleme sonucunda mahkeme borçlunun itirazını haklı görürse iflâs davasını reddeder. Aksine borçlunun itirazlarını yerinde görmez ise; borçlunun itirazının kaldırılmasına karar verir. Bundan sonra, iflâs takibinin kesinleştiği için iflâs talebinin ilanına karar verir. Bu ilan üzerine 15 gün içinde diğer alacaklılar davaya müdahale ederek veya itiraz ederek, iflâsı gerektiren bir hal olmadığını ileri sürebilirler. Davaya müdahale veya itiraz olmaz veya itirazlar mahkeme tarafından reddedilirse; ticaret mahkemesi borçluya depo kararı verir. Bu karar ile, borcun 7 gün içinde mahkeme veznesine yatırılması eğer yatırılmazsa iflâs kararı verileceği borçluya bildirilir. Borçlu depo kararını yerine getirirse iflâs etmekten kurtulur, yerine getirmezse ticaret mahkemesi borçlunun iflâsına karar verir***.
Borçlu iflâs ödeme emrine itiraz etmemişse; bu halde alacaklı ticaret mahkemesinden, sadece borçlunun iflâsına karar verilmesini ister. Mahkeme sadece borçlunu ödeme emrine itiraz edip etmediğini inceler. Ödeme emrine itiraz etmeyen borçlu, dava sırasında hiçbir itiraz ileri süremez.
Mahkeme, borçlunun ödeme emrine itiraz etmediğini ve hala borcun ödenmediğini tespit ederse incelemesini bitirir ve iflâs talebini ilan eder.
İlan üzerine, alacaklılar Bu ilan üzerine, diğer alacaklılar 15 gün içinde davaya müdahale ederek veya itiraz ederek, iflâsı gerektiren bir hal olmadığını ileri sürebilirler.Davaya müdahale veya itiraz olmaz veya itirazlar mahkeme tarafından reddedilirse; ticaret mahkemesi borçluya depo kararı verir. Bu karar ile, borcun 7 gün içinde mahkeme veznesine yatırılması eğer yatırılmazsa iflâs kararı verileceği borçluya bildirilir. Borçlu depo kararını yerine getirirse iflâs etmekten kurtulur, yerine getirmezse ticaret mahkemesi borçlunun iflâsına karar verir***.
KAMBİYO SENETLERİNE MAHSUS İFLÂS YOLU
Alacak bir kambiyo senedine bağlı ise alacaklı, kambiyo senetlerine mahsus iflâs yoluna başvurur. Bu halde alacaklının genel iflâs yoluna başvurmasına  bir engel yoktur.
Kambiyo senedine bağlı olan alacak aynı zamanda bir rehin ile temin edilmiş ise bu halde alacaklının önce rehnin paraya çevrilmesi yoluna başvurma zorunluluğu yoktur; dilerse önce kambiyo senetlerine mahsus iflâs yoluna başvurabilir.
Kambiyo senetlerine mahsus iflâs yolu, alacaklının icra dairesine yapacağı bir takip talebi ile başlar. Alacaklı, takip talebine kambiyo senedinin aslını eklemek zorundadır.  Takip talebini alan icra dairesi borçluya ödeme emri göndermeden önce:
    Senedin kambiyo senedi niteliğine sahip olup olmadığını
Ø
    Senedin vadesinin gelip gelmediğini incelemek zorundadır.
Ø
Bu iki şartın gerçekleşmiş ise, icra dairesi borçluya hemen kambiyo senetlerine mahsus iflâs ödeme emri gönderir. Bu ödeme emri ile borçluya:
    Borcu ve giderleri 5 gün içinde ödemesi gerektiği
Ø
    Borca itirazı varsa 5 gün içinde icra dairesine bildirmesi
Ø
  
Ø  Ödeme emrinin gönderilmesinde icra dairesi kanuna aykırı hareket etmişse bunu 5 gün içinde Şikayet yolu ile icra dairesine bildirebileceği (burada şikayet icra dairesine bildirilir ancak şikayeti, iflâs davasına bakan ticaret mahkemesi inceler)
Borçlunun ödeme emrine itirazı ve şikayeti varsa buna ilişkin dilekçenin bir nüshası alacaklıya tebliğ edilir ( Genel İflâs yolunda bu husus bulunmamaktadır).
Borçlu, ödeme emrine rağmen 5 gün içinde borcu ödemezse, borçlu ödeme emrine itiraz etmiş olsa da olmasa da, alacaklı, ticaret mahkemesinde iflâs davası açar.
Ticaret Mahkemesinin iflâs davasını incelemesi:
Burada genel iflâs yolu ile takipte anlatılan hususlar aynen geçerlidir. Tek fark; borçlu eğer şikayet sebeplerini icra dairesine bildirmişse, bu şikayet sebeplerini de ticaret mahkemesinin inceleyeceğidir.
Takipli İflâs Yollarında Açılan İflâs Davası İle İlgili Ortak Hükümler:
•    İflâs davası, iflâs ödeme emrinin borçluya tebliğinden itibaren 1 yıl içinde açılmalıdır. Bu süre hak düşürücü niteliktedir.
•    Alacaklı, iflâs kararı verilinceye kadar davasını geri alabilir. Bunun için davalının rızası gerekir. İflâs kararından sonra, borçlu rızası ile de olsa dava geri alınamaz.
•    Alacaklı, iflâs kararı verilinceye kadar davasından feragat edebilir. Davadan feragat eden alacaklı 1 ay geçmeden tekrar iflâs davası açamaz. İflâs kararından sonra davadan feragat edilemez.
•    İflâs kararı ile birlikte iflâs açılmış olur. İflâs tasfiyesinin başlaması için iflâs kararının kesinleşmesi gerekmez. Ancak iflâs kararı kesinleşmeden, ikinci alacaklılar toplantısı ve mas mallarının satışı yapılamaz.
•    Ticaret mahkemesinin iflâs kararına karşı temyiz süresi; kararın tebliğinden itibaren 10 gündür.
•    İflâs ödeme emrine karşı itiraz edemeyen borçlu, ticaret mahkemesinde gecikmiş itirazda bulunabilir.
 DOĞRUDAN DOĞRUYA İFLÂS
İİK’da 3 tür doğrudan doğruya iflâs yolu düzenlenmiştir:
1.    Alacaklının Talebi İle Doğrudan Doğruya İflâs
2.    Borçlunun Talebi İle Doğrudan Doğruya İflâs
3.    Sermaye Şirketlerinin Doğrudan Doğruya İflâsı
İİK da doğrudan doğruya iflâs sebepleri sayılmıştır. Bu sebeplerden birinin veya birkaçının gerçekleşmesi durumunda alacaklılardan biri ( veya birkaçı) icra dairesine başvurup iflâs takibi yapmadan doğrudan doğruya ticaret mahkemesinde borçlu aleyhine iflâs davası açar. Ticaret mahkemesi doğrudan iflâs sebeplerinin varlığını tespit ederse borçlunun iflâsına karar verir. Bu iflâs davasında depo kararı yoktur.Doğrudan doğruya iflâs davası borçlunun muamele merkezinin bulunduğu yer ticaret mahkemesinde açılır.
1- ALACAKLININ TALEBİ İLE DOĞRUDAN DOĞRUYA İFLÂS
İİK m.177 ve m.181’de sayılan hallerin gerçekleşmesi halinde alacaklılar ticaret mahkemesine başvurarak borçlunun iflâsını isteyebilirler. Bu haller:
•    Borçlunun ikametgâhının belli olmaması
•    Borçlunun, taahhütlerinden kurtulmak amacıyla kaçması
•    Borçlunun, alacaklılarına karşı hileli işlemlerde bulunması
•    Borçlunun, haciz yolu ile takip sırasında mallarını saklaması
•    Borçlunun, ödemelerini tatil etmiş olması
•    İlama bağlı alacak icra emrine rağmen ödenmez ise alacaklı borçlunun doğrudan iflâsını isteyebilir
•    Kollektif ve komandit şirketlerde, şirkete tebliğ edilen (ilamlı) icra emrine rağmen borç ödenmez ise alacaklı ticaret mahkemesine başvurarak şirket ile birlikte şirket ortaklarının doğrudan iflâsını isteyebilir
•    Kollektif şirkete karşı takipli iflâs yollarından biri ile takip yapıldıktan sonra, kollektif şirket hakkında iflâs davası açılmış ve depo kararı verilmiş ve bu depo kararı yerine getirilmemiş ise; depo kararının şirket ortaklarına da tebliğ edilmesi, depo kararının yerine getirilmemesi halinde bu ortakların da doğrudan iflâsı istenebilir.
•    Konkordato ile ilgili haller: konkordatonun tasdik olunmaması; konkordato mühletinin kaldırılması; konkordatonun feshedilmesi hallerinde 7 gün içinde borçlunun doğrudan iflâsı istenebilir.
2- BORÇLUNUN TALEBİ İLE DOĞRUDAN DOĞRUYA İFLÂS
a- Borçlunun İhtiyari İflâs Talebi: İflâsa tabi olan bir borçlu, aciz halinde bulunduğunu yani borçlarını ödeyemeyecek duruma düştüğünü ileri sürerek kendi iflâsını ticaret mahkemesinden talep edebilir.
b- Borçlunun Mecburi İflâs Talebi: Alacaklılardan biri, iflâsa tabi bir borçluya karşı haciz yolu ile takip yapar ve bu takipte borçlunun malvarlığının ½ si elinden çıkarsa ve borçlunun kalan mevcudu da borçlunun muaccel olan veya vadesi  1yıl içinde gelecek olan diğer borçlarını ödemeye yetmezse borçlu ticaret mahkemesine başvurarak kendi iflâsını istemek zorundadır.Bu duruma düşen bir borçlu kendi iflâsını istemez ve 1 yıl içinde iflâs ederse taksiratlı müflis sayılır ve cezalandırılır.
3- SERMAYE ŞİRKETLERİNİN DOĞRUDAN DOĞRUYA İFLÂSI
Sermaye şirketlerinin (Anonim Şirket; Limited. Şirket.; Kooperatif ve sermayesi paylara bölünmüş Komandit Şirket) aktifleri pasiflerini karşılamaya yetmiyorsa ticaret mahkemesine doğrudan iflâs davası açılır.Bu durumda şirketi temsil ve idare ile görevli olanlar ticaret mahkemesine başvurup şirketin iflâsını istemek zorundadırlar. Ayrıca alacaklılar da sermaye şirketinin doğrudan iflâsını isteyebilirler.
İflasın Ertelenmesi
İdare ve temsil ile vazifelendirilmiş kimseler ya da alacaklılardan biri, şirket veya kooperatifin mali durumunun iyileştirilmesinin mümkün olduğuna dair bir iyileştirme projesini mahkemeye sunarak iflasın ertelenmesini isteyebilir. Mahkeme projeyi ciddi ve inandırıcı bulursa, iflasın ertelenmesine karar verir. İyileştirme projesinin ciddi ve inandırıcı olduğunu gösteren bilgi ve belgelerin de mahkemeye sunulması zorunludur (bu düzenleme 2003 Değişikliği ile getirildi).
İflasın Ertelenmesi Halinde Alınacak Tedbirler
İflasın ertelenmesine karar veren mahkeme, şirketin veya kooperatifin malvarlığının korunması için gerekli her türlü tedbiri iyileştirme projesini de göz önünde tutarak alır.
Mahkeme erteleme kararı ile birlikte kayyım atanmasına karar verir. Mahkeme, yönetim organının yetkilerini tümüyle elinden alıp kayyıma verebileceği gibi yönetim organının karar ve işlemlerinin geçerliliğini kayyımın onayına bağlı kılmakla da yetinebilir. İflasın ertelenmesi kararında kayyımın görev ve yetkileri ayrıntılı olarak gösterilir. (bu düzenleme 2003 Değişikliği ile getirildi)
 İflasın Ertelenmesinin Etkileri
Erteleme kararı üzerine borçlu aleyhine 6183 sayılı Kanuna göre yapılan takipler de dahil olmak üzere hiçbir takip yapılamaz ve evvelce başlamış takipler durur.    Erteleme sırasında taşınır, taşınmaz veya ticari işletme rehniyle temin edilmiş alacaklar nedeniyle rehnin paraya çevrilmesi yoluyla takip başlatılabilir veya başlamış olan takiplere devam edilebilir; ancak bu takip nedeniyle muhafaza tedbirleri alınamaz ve rehinli malın satışı gerçekleştirilemez. Bu durumda erteleme süresince işleyecek olup mevcut rehinle karşılanamayacak faizler teminatlandırılmak zorundadır.
206 ncı maddenin birinci sırasında yazılı alacaklar  (imtiyazlı alacaklar) için haciz yoluyla takip yapılabilir.
Erteleme süresi azami bir yıldır. Bu süre kayyımın verdiği rapor dikkate alınarak dört yıl daha uzatılabilir.

İflasın ertelenmesi talebinin reddi ya da erteleme süresi sonunda iyileşmenin mümkün olmadığının tespiti üzerine mahkeme, şirketin veya kooperatifin iflasına karar verir. Erteleme süresi dolmamakla birlikte, mahkeme kayyımın verdiği raporlardan şirketin veya kooperatifin mali durumunun iyileştirilmesinin mümkün olmadığı kanaatine varırsa, erteleme kararını kaldırarak şirketin veya kooperatifin iflasına karar verebilir. (bu düzenleme 2003 Değişikliği ile getirildi)
İFLÂSIN HUKUKÎ SONUÇLARI
İflâs davası sonucunda borçlu hakkında verilen iflâs kararı, borçlu ve alacaklıların hukukî durumlarında birtakım değişikliklere sebep olmaktadır. İflâsın hukukî sonuçları:
1-    İflâsın Müflis Bakımından Hukukî Sonuçları
a- İflâsın Müflisin Malları Hakkındaki Hukukî Sonuçları
b- İflâsın Müflisin Tasarruf Yetkisine Etkisi
2- İflâsın Alacaklılar Bakımından Hukukî Sonuçları
1- İFLÂSIN MÜFLİS BAKIMINDAN HUKUKÎ SONUÇLARI
a- İflâsın Müflisin Malları Hakkındaki Hukukî Sonuçları
Müflisin, haczedilebilen tüm malları iflâs masasına girer. İflâs Masası, iflâsın açılması ile müflisin haczedilebilen tüm mal, hak ve alacaklarının oluşturduğu topluluğa denir ). İflâs masasının oluştuğu an, iflâs kararının verildiği an, yani iflâsın açıldığı andır.
Müflisin haczedilebilir nitelikteki mallarının yanı sıra,  iflâs masasına girebilecek diğer mal ve haklar:
  
ü  İflâsın açılmasından iflâsın kapanmasına kadar müflisin uhdesine geçen mallar da iflâs masasına dahil olur (örneğin, müflise miras payı düşmesi, piyangodan para çıkması vb.). Buna karşılık iflâsın açılmasından sonra müflisin kişisel çalışmasına dayanan kazançları (maaş veya ücret) iflâs masasına dahil olmaz.
    Müflise ait olan
ü fakat başkasına rehnedilmiş mallar da iflâs masasına girer. Ancak rehin hakkı sahibinin bu malların satılması halinde rüçhan yani öncelik hakkı vardır.
  
ü  İflâstan önce haczedilmiş olan, müflise ait mal ve haklar da iflâs masasına girer. Bu mallara haciz koydurmuş olan alacaklıların rüçhan yani öncelik hakları yoktur.
    Hacizli mallar iflâs açılmadan önce paraya çevrilmiş ise bu bedel iflâs masasına girmez.
ü
    İhtiyaten haczedilen mallar ile geçici haciz konulmuş olan mallar da iflâs masasına girer.
ü
İflâsın açılması ile birlikte “iptal davası açma hakkı” iflâs masasına geçer. Bu davaları iflâs masasının kanuni temsilcisi olan iflâs idaresi açar.
İflâs masasının tasfiye sırasında yaptığı masraflar “masa borçları” kavramıyla açıklanır. Masa borçları iflâs alacaklılarının alacaklarından önce ve her zaman tam olarak ödenir.
b- İflâsın Müflisin Tasarruf Yetkisine Etkisi
İflâsın açılması ile müflisin tasarruf yetkisi kısıtlanmış olur. Müflis, “masa mevcudunu azaltıcı nitelikteki tasarruflarda bulunamaz”. Çünkü iflâsın açılması ile müflisin haczedilebilen bütün mal ve hakları iflâs masasına girmektedir; bu mal ve haklar üzerinde tasarrufta bulunma hakkı iflâs masasına aittir; iflâs masası da, bu tasarruf yetkisini, kanuni temsilcisi olan iflâs idaresi  vasıtasıyla kullanmaktadır.
İflâsın müflisin tasarruf yetkisine etkisi 3 halde kendisini göstermektedir.
•    Müflisin Masa Malları Üzerindeki Tasarruflarının Hükümsüz Olması
•    Takiplerin Durması ve Düşmesi
•    Müflisin Taraf olduğu Hukuk Davalarının Durması
•    Müflisin Masa Malları Üzerindeki Tasarruflarının Hükümsüz Olması
İflâs açılınca müflisin bütün mal, hak ve alacakları iflâs masasına dahil olur. İflâs masasına giren mal, hak ve alacakların maliki müflistir ancak müflisin bunlar üzerindeki her türlü tasarrufu, yalnız alacaklılara karşı hükümsüzdür (Masanın mevcudunu azaltıcı nitelikteki tasarruf işlemleri; buna karşılık borçlandırıcı işlemleri geçerlidir) . Bu hükümsüzlüğü ileri sürme yetkisi iflâs idaresine aittir. İflâs idaresi alacaklıların yararına görürse, müflisin yaptığı bir tasarruf işlemine icazet verebilir.İflâsın açılmasından sonra masa malları hakkında müflis ile bir tasarruf işlemi yapan üçüncü kişi iyi niyetli olsa bile bu tasarruf işlemi alacaklılara karşı hükümsüzdür. Ancak iflâsın açılması yani ticaret mahkemesinin iflâs kararı vermesi ile iflâsın ilanı arasındaki dönemde, aşağıdaki 3 işlemde iyi niyet korunur. İflâsın ilanından sonra ise; bu işlemlerde kesin olarak hükümsüzdür.
    Müflisin bir bono veya poliçe bedelini ödemesi
Ø
  
Ø  Müflise Yapılan Ödemeler: Müflisin bir borçlusu, iflâs ilan edilmeden önce, iyi niyetli olarak borcunu müflise ödemişse, iflâs masasına karşı da borcundan kurtulur.
    Emtiayı Temsil Eden Senetlere Dayanarak
Ø İktisap: İflâs açılmadan önce müflise satılmış ve gönderilmiş ve fakat masanın eline geçmemiş olan mallar için, emtiayı temsil eden bir senet düzenlenmiş ve bu senet mallardan önce masanın eline geçmiş olur, müflis de bu senede dayanarak iflâsın ilanından önceki bir dönemde malları iyi niyetli bir 3. kişiye satmış veya rehnetmişse, satıcı artık mallarını 3.kişiden geri alamaz.
•    Takiplerin Durması ve Düşmesi
İflâs külli bir takip yoludur. Külli takip devam ederken cüzî takip yollarına (icra takibi) ihtiyaç yoktur. Müflisten alacağı olan kişiler bu alacaklarını icra takibi yaparak değil alacaklarını iflâs masasına yazdırarak talep edebilirler. Bu nedenle iflâsın açılmasından önce müflise karşı başlamış olan takipler kural olarak iflâsın açılması ile durur ve iflâs kararının kesinleşmesi ile düşer. Ayrıca iflâs tasfiyesi sırasında müflise karşı yeni takipler yapılamaz.Ancak iflâs açılmadan önce başlayan bir takip sonucu haczedilen mallar paraya çevrilmiş ise bu halde takip durmaz ve düşmez.İflâsın açılması ile duracak ve iflâs kararının kesinleşmesi ile düşecek takipler şunlardır:
    İlamlı ve ilamsız haciz yolu ile takipler
ü
    Kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile takip
ü
    Genel iflâs ve Kambiyo senetlerine mahsus iflâs yolu ile takipler
ü
    Teminat gösterilmesine ilişkin takipler
ü
    Amme alacakları ile ilgili takipler (6183 sayılı kanuna göre)
ü
İstisna:
•    Rehnin paraya çevrilmesi yolu ile yapılan takipler iflâsın açılması ile durmaz ve düşmez.
•    İflas kararı verilmesinden sonra da rehinli alacaklılar rehnin paraya çevrilmesi yolu ile takip yoluna başvurabilirler (2003 Değişikliği)
Takiplerin durması ve düşmesi sadece müflise karşı yapılan takipler için söz konusudur. Müflisin, iflâs açılmadan önce borçlularına karşı başlatmış olduğu takipler durmaz ve düşmez.
•    Müflisin Taraf Olduğu Hukuk Davalarının Durması
 İflâstan önce açılmış olan müflisin taraf olduğu hukuk davaları iflâsın açılması ile durur. Bu durma, 2.alacaklılar toplantısından 10 gün sonraya kadar devam eder.
Durma süresince zamanaşımı süreleri ile hak düşürücü süreler işlemez.
İflâsın müflis hakkındaki “ceza davaları”na hiçbir etkisi yoktur.
İflâsın açılması ile durmayacak olan hukuk davaları da vardır. Bu davalar şunlardır:
    Acele davalar ( örneğin tahliye davaları)
    Haksız fiilden doğan tazminat davaları
Ø
    Evlenmeye ve kişi haklarına ilişkin davalar
Ø
    Nafaka davaları
Ø
    Rehnin paraya çevrilmesi yolu ile takipler hakkında açılan hukuk davaları
Ø
2- İFLÂSIN ALACAKLILAR BAKIMINDAN HUKUKÎ SONUÇLARI
a-Müflisin Borçlarının Muaccel Hale Gelmesi
İflâsın açılması ile müflisin müeccel olan borçları muaccel hale gelir (Müflisin alacakları muaccel hale gelmez).
İstisnalar:
    Müflisin gayrimenkul mallarının ipotek edilmesi suretiyle teminat altına alınmış alacaklar muaccel olmaz
ü
    Müflis ile birlikte müşterek borçlu veya kefil varsa; alacak, bu müşterek borçlu veya kefile karşı muaccel olmaz.
ü


b- Konusu Para Olmayan Alacakların Para Alacağına Çevrilmesi
İflâs açıldıktan sonra, müflisten alacaklı olan alacaklıların alacaklarının konusu paradan başka bir şey ise bunlar para alacağına çevrilerek iflâs masasına yazdırılır. Örneğin müflisten 1000 adet ceket alacağı olan alacaklı bu alacağının para olarak karşılığını iflâs masasına yazdırarak talep edebilir.
c- Faizli Alacakların Durumu
İflâs açıldıktan sonraki dönemde, müflisten alacağı olanların alacakları hakkında faiz işlemeye devam eder. Ancak, alacak ticari bir işe dayandığı için iflâstan önce ticari faiz işliyor ise iflâs açıldıktan sonra ticari işlerdeki faiz oranı değil, kanuni faiz oranında faiz işlemeye devam eder.
İstisna:  Rehinle temin edilmiş alacaklarda iflâsın açılmasından önceki dönemde hangi faiz oranı uygulanıyorsa iflâs açıldıktan sonra da o faiz işlemeye devam eder.
d- Şarta Bağlı Alacaklar
Müflisin borçlusu bulunduğu, taliki bir şarta veya gayri muayyen bir vadeye bağlı olan alacaklar da iflas masasına yazdırılabilir.
Tasfiye sonunda, bu alacaklar için de pay ayrılır; ancak alacaklıya verilmeyip bankaya yatırılır.
e- Müflisin Kefil Olduğu Borçların Durumu
Müflisin kefil olduğu borçlar müeccel yani henüz vadesi gelmemiş olsalar dahi iflâs masasına alacak olarak yazdırılabilir.
İFLÂS TASFİYESİ
Bütün iflâs yollarında borçlunun iflâsına ticaret mahkemesi karar vermektedir. Ticaret mahkemesinin iflâs kararı verdiği an, borçlu hakkında iflâs açılmış olur. İflâsın açılması borçlu ve alacaklıların hukukî durumlarında bazı değişikliklere sebep olur. Buraya kadar bu hususlar incelendi. Şimdi, ticaret mahkemesinin iflâs kararı vermesinden sonra yani iflâsın açılmasından sonra, müflisten alacaklı olanların alacaklarına nasıl kavuşacağını düzenleyen hükümler incelecektir. Alacaklıların alacaklarına kavuşabilmesi için iflâs masasına dahil olan mal, hak ve alacakların tasfiye edilmesi gerekir. İİK’da iflâsın tasfiyesi ayrıntılı olarak düzenlenmiştir.
İflâs kararı verildikten sonra iflâsın tasfiyesine geçmeden önce bazı işlemler yapılır:
Borçlu hakkında iflâs kararı veren ticaret mahkemesi bu kararını iflâs dairesine bildirir. İflâs dairesi iflâsı ilan eder ve ayrıca İİK’da sayılan makamlara iflâsı bildirir (ticaret sicil memurluğuna, tapu müdürlüğüne vs.).
İflâs dairesi bu arada müflisin mallarının defterini tutar. Böylece iflâs masasına giren mal, hak ve alacakları tespit etmeye çalışır. Müflise ait bu mallara el koyar, bu mallar hakkında gereken muhafaza tedbirlerini alır.İflas dairesi, muhafaza tedbirleri alınmasını ve malların defterinin tutulması işlemlerini; hem malvarlığının muhafazası için hem de tasfiyenin şeklinin belirlenebilmesi için yapar. İflas dairesi 3 ay içinde tasfiyenin şekline karar vermek zorundadır.İflâs dairesinin incelemesi sonucu iflâs masasına girecek hiçbir mal bulunamazsa ; iflâs dairesi iflâsın tasfiyesini tatil eder  ve bunu ilan eder. Bu ilanda, alacaklılar tarafından 30 gün içinde iflas işlemlerinin yürütülmesi istenmez ve gideri de peşin verilmez ise iflasın kapatılacağı yazılır. İflası kapatma kararı verilirse ilan edilmelidir.  Bu halde kimlerin alacaklı olduğu tespit edilmediğinden, alacaklılara aciz belgesi verilmez.   
Görüldüğü gibi iflâs kararından sonra tasfiyeye ilişkin ilk işlemleri iflâs dairesi yapmaktadır. Ancak bu aşamadan sonra tasfiyenin şekline göre, iflâs tasfiyesini yapma yetkisi değişecektir.
İki çeşit iflâs tasfiyesi vardır: -Basit Tasfiye  -Adi Tasfiye
Basit tasfiye istisnadır, şöyle ki; müflisin malvarlığı tespit edildikten sonra adi tasfiye giderlerini karşılayamayacak kadar az ise basit tasfiye yoluna gidilir. Alacaklıların tümü basit tasfiye yapılmasını isterse basit tasfiye yapılır. Ayrıca; adi tasfiyeye başlandığı halde 6 ay içinde bitirilmediği için alacaklılar basit tasfiyeye karar verebilirler. Basit tasfiye iflâs dairesi tarafından yapılır. Basit tasfiyede alacaklılar toplantısı yoktur, ancak iflas dairesi gerektiğinde alacaklıları toplantıya çağırabilir.
Adi tasfiye esas tasfiye şeklidir ve bundan sonra incelenecek olan hususlar adi tasfiyeye ilişkindir. Adi tasfiyeyi iflâs dairesi yapmaz. Adi tasfiyeyi iflâsın özel organları olan, resmi sıfatı olmayan kişilerden oluşan  “iflâs idaresi” ve “alacaklılar toplantısı” organları yapar.
ADİ TASFİYE
1- Adi Tasfiyenin İlanı
İflâs tasfiyesinin adi tasfiye şeklinde yapılacağına iflâs dairesi karar verir ve adi tasfiyenin başladığını ilan eder.
Adi tasfiye ilanı ile:
    Adi tasfiyeye başlandığı,
Ø
    Müflisten alacaklı olanların alacaklarını 1 ay içinde yazdırmaları ( belgeleri ile birlikte),
Ø
    İflâs masasına ait bir malın kendisine ait oluğunu iddia eden 3.kişilerin bu istihkak iddialarını 1 ay içinde bildirmeleri,
Ø
    Müflise borçlu olanların 1 ay içinde borçlarını bildirmeleri, aksi halde cezalandırılacakları,
Ø
  
Ø  Müflisin mallarını ne sıfatla olursa olsun elinde bulunduranların, mallar üzerindeki hakları saklı kalmak üzere, iflas dairesine vermeleri gerektiği, aksi halde cezalandırılacakları
    Birinci alacaklılar toplantısının yapılacağı yer ve zaman ilgililere bildirilir.
Ø
2-  Birinci Alacaklılar Toplantısı
Adi tasfiye ilanından itibaren en geç 10 gün içinde ilanda belirtilen yer ve zamanda yapılır. Bu toplantıya, müflisten alacaklı olduğunu iddia eden alacaklılar katılır. Bu toplantı ile iflâs tasfiyesini yapma ve idare etme yetkisi iflâsın özel organlarına geçmiş olur.
Birinci alacaklılar toplantısında:
•    İflâsın tasfiyesi ile gerekli olan acele kararlar alınır. Örneğin bozulma ihtimali olan malların pazarlıkla satılmasına karar vermek; ticari işletmenin devamına karar vermek gibi...
•    İflâs tasfiyesini ve iflâs masasını bundan sonra idare edecek organ olan “iflâs idaresi” için 6 tane aday belirlenir.
Birinci alacaklılar toplantısı kararlarına karşı 7 gün içinde İCRA MAHKEMESİNDE  “şikayet” yoluna başvurulabilir. Karara katılmış olan alacaklının şikâyet yoluna başvurma hakkı yoktur.Alacaklılar toplanması mümkün olmazsa veya karar nisabı oluşmazsa durum tespit olunur. Bu halde iflas dairesi, ikinci alacaklılar toplanmasına kadar masayı idare eder ve tasfiyeye başlar. (2003 değişikliği)
3- İflâs İdaresinin Seçilmesi
Birinci alacaklılar toplantısında belirlenen 6 aday arasından İCRA MAHKEMESİ 3’ünü  “iflâs idaresi”  üyesi olarak seçer.
İflâs İdaresinin Görevleri: İflâs idaresi, iflâs masasını ve iflâs tasfiyesini idare eder. İflâs idaresi borçlunun veya alacaklıların değil; iflâs masasının  kanuni temsilcisidir.   İflâs masası ve iflâsın tasfiyesi ile ilgili olan bütün kararları almak yetkisi iflâs idaresine aittir. Örneğin, masa malları hakkındaki davaları takip etmek, masa malları hakkında sözleşmeler yapmak.
İflâs idaresinin kararlarına ve işlemlerine karşı İCRA MAHKEMESİNDE şikayet yoluna başvurulabilir.
İflâs idaresi üyeleri TCK uygulamasında “memur” sayılır.
İflas dairesi iflas idaresini devamlı denetim ve gözetim altıda tutar. İflas dairesinin bu konudaki görevleri şunlardır:
•    Alacaklılar toplantısı kararlarına, iflas idaresi tarafından, alacakların ve istihkak iddialarının kabulüne ilişkin kararlara karşı 7 gün içinde İCRA MAHKEMESİ’NE şikayette bulunmak
•    İflas idaresi üyelerinin ücretleri ve giderleri ile ilgili hesap pusulalarını İCRA MAHKEMESİ’NİN onayına sunmak
•    İflas idaresi üyelerinin görevlerini gereği gibi yapmadığı durumlarda üyelerin değiştirilmesi için alacaklıları toplantıya çağırmak
İflas İdaresi Toplantıları (bu düzenleme 2003 Değişikliği ile getirildi)
İflas idaresi toplantıları, iflas idaresi memurlarının veya herhangi bir alacaklının gündem belirlemek suretiyle yapacağı talep üzerine iflas dairesi müdürünün toplantı gününden en az yedi gün önce göndereceği çağrı üzerine yapılır.

    İflas idaresi, kararlarını çoğunlukla alır; ancak toplantıya her üç iflas idare memurunun da katılmaması halinde iflas dairesi müdürü iflas idaresinin görevini yüklenir ve iflas idaresi adına tek başına karar alır. Toplantıya iflas idaresi memurlarından birinin veya ikisinin iştiraki halinde iflas dairesi müdürü de bu toplantıya katılır. Karar alınamaması halinde iflas dairesi müdürünün oyu doğrultusunda işlem yapılır.
4- İstihkak İddiaları Hakkında Karar Verilmesi
İflâs masasına dahil edilmiş bir mal hakkında 3. bir kişi istihkak iddiasında bulunmuş ise, bu malın istihkak iddia eden kişiye verilip verilmeyeceğine iflâs idaresi karar verir. İflâs idaresi 3. kişinin istihkak iddiasını reddederse 3. kişi 7 gün içinde İCRA MAHKEMESİ’de istihkak davası açabilir.
Hacizdekinden farklı olarak, iflâsta 3.kişinin istihkak iddiasının konusu sadece “mülkiyet”tir.  Mülkiyet dışındaki ayni haklar (örnek: rehin hakkı) ve kuvvetlendirilmiş şahsi haklar, istihkak iddiası olarak ileri sürülemezler. Bu hak sahipleri haklarını alacak olarak iflâs masasına yazdırabilirler; eğer alacak olarak kabul edilmez ise bu halde “sıra cetveline itiraz davası” yoluna başvurabilirler.
*****Müflisin bir malı 3. kişi elinde ise bu halde istihkak davasını, iflas idaresi 3. Kişiye karşı mahkemede açar.
5- İflâs İdaresinin Masa Alacaklarını Tahsil Etmesi ve Acele Satışlar Yapması
İflâs idaresi iflâs masasına dahil olan müflisin üçüncü kişilerde bulunan alacaklardan vadesi gelmiş olanları tahsil etmeye çalışır. Gerekiyorsa bu alacaklar hakkında icra takibi veya iflâs takibi yapar ve de davalar açar.
Masa mallarından acele olarak satılması gereken mallar söz konusu olursa iflâs idaresi bu malları satabilir.
6- İflâs İdaresinin Alacaklıların Alacaklarını İncelemesi ve Sıra Cetveli Düzenlemesi
İflâs idaresi, müflisten alacaklı olduğunu iddia edenlerin alacaklarını inceler. Bu alacakların gerçekten mevcut olup olmadığını araştırır. İflas idaresi her alacak hakkında borçlunun ne diyeceğini sormak zorundadır.İflâs idaresi iflâs masasına yazdırılmış olan her alacağı delilleri ile birlikte tetkik eder ve her bir alacak hakkında kabul veya ret kararı verir. Kabul ettiği alacakları düzenleyeceği “sıra cetveli” de gösterir. Sıra cetvelinde yer alacak alacakların sırası İİK m.206’ya göre tayin edilir. İflas idaresinin seçiminden itibaren en geç üç ay içinde sıra cetveli düzenlenmek ve iflas dairesine verilmek zorundadır. Zorunlu hallerde İCRA MAHKEMESİ bir defaya mahsus olarak ve 3 ayı geçmeyecek şekilde süre verebilir. Süre içinde sıra cetveli düzenlenmez ise, iflas dairesi İCRA MAHKEMESİ’NE durumu bildirir ve İCRA MAHKEMESİ iflas idaresi üyelerini görevden alır.Sıra cetvelinde iflas idaresinin kabul ettiği istihkak iddiaları ile kabul etmediği alacaklar ve istihkak iddiaları da gösterilir.      İflâs idaresi sıra cetvelini ilan eder.
Sıra Cetveline Karşı Şikayet Sebepleri
•    Sıra cetveline alınmış bir alacaklı sırasının yanlış olduğunu iddia ediyorsa
•    Sıra cetveli açık değilse
•    Sıra cetveli ilan edilmemişse
•    İflâs idaresi, kabul ettiği bir alacağı sıra cetveline yazmayı unutmuşsa...
Kimler Başvurabilir
    Alacaklılar
Ø
    İstihkak iddia eden üçüncü kişiler  (mülkiyet dışında bir istihkak iddiası olan üçüncü kişiler)
Ø
    Müflis
Ø
Süre:  Sıra cetvelinin ilanından itibaren 7 gün içinde İCRA MAHKEMESİ’NE şikayette bulunulur. Bazı hallerde süresiz şikayet söz konusudur ( Örnek 3. ve 4. sebepler).
Sıra Cetveline Karşı İtiraz Davası
Kimler Açabilir:
  
Ø  Alacağı iflâs idaresi tarafından reddedilen ve sıra cetveline alınmayan alacaklı tarafından (Bu halde davanın ismine Kayıt Kabul Davası da denilmektedir)
    Sıra cetveline alınmış bir alacaklının
Ø alacağına veya o alacaklının sırasına itiraz eden bir alacaklı tarafından açılabilir (Bu halde davanın ismi Kayıt Silme Davası olarak da anılmaktadır).
       ***  Müflis bu davayı açamaz
Süre: Sıra cetvelinin ilanından itibaren 15 gün içinde, iflâs kararını veren ticaret mahkemesinde açılır.
7- İkinci Alacaklılar Toplantısı
İflâs idaresi, alacağını kabul edilip sıra cetvelinde gösterdiği alacaklıları (gerçek alacaklıları) toplantıya çağırır. Buna ikinci alacaklılar toplantısı denir. İkinci alacaklılar toplantısının yapılabilmesi için ticaret mahkemesince verilen iflâs kararının kesinleşmiş olması şarttır. Sıra cetvelinin kesinleşmesi ise şart değildir.
İkinci alacaklılar toplantısında iflâs tasfiyesi ile ilgili her türlü karar alınır. Bunlardan en önemlileri:
    İflâs masasına giren mal ve hakların nasıl paraya çevrileceği (pazarlıkla dahi olabilir)
•    İflâsın açılması ile duran, müflisin taraf olduğu hukuk davalarına devam edilip edilmeyeceği
•    Müflis konkordato teklif etmişse bunun kabul edilip edilmeyeceği
•    İflas idaresinin görevine devam edip etmeyeceği
İkinci alacaklılar toplantısı kararlarına karşı şikayet yoluna gidilebilir.
8- İflâs Masasına Ait Mal ve Hakların Paraya Çevrilmesi (SATIŞ)
İkinci alacaklılar toplantısında iflâs masasına giren mal ve hakların nasıl paraya çevrileceği kararlaştırıldıktan sonra bu kararlara göre masaya giren mal ve haklar iflâs idaresi tarafından satılır.
Satış kural olarak açık artırma yolu ile olur. İkinci alacaklılar toplantısında, malların pazarlık yolu ile satılması kararlaştırılabilir. Ancak rehinli malların pazarlıkla satılabilmesi için rehin hakkı sahibinin onayı gerekir.
9- Paraların Paylaştırılması
Masa mallarının satışından sonra elde edilen paraların alacaklılara paylaştırılabilmesi için sıra cetvelinin kesinleşmiş olması gerekir.
İflâs idaresi, sıra cetveline uygun olarak bir “pay cetveli” düzenler.  Pay cetveli iflas dairesine bırakılır ve alacaklılara düşen pay kendilerine bildirilir. Bundan itibaren 7 gün içinde pay cetveline karşı şikâyet yolu açıktır.
Pay cetveline karşı ilgililer şikâyet yoluna başvurmuş olsa bile alacaklılara para dağıtımı yapılabilir.      (Bu düzenleme 2003 Değişikliği ile getirildi). (Eski düzenlemede pay cetveli kesinleşmeden para dağıtımı mümkün değildi).
Paraların paylaştırılması şu sıraya göre yapılır:
    İlk önce iflâs tasfiyesi için yapılan harcamalar ödenir ( masa alacakları)
Ø
    Rehinli bir mal satılmışsa önce rehin hakkı sahibinin hakkı ödenir
Ø
    Sonra imtiyazlı alacaklar İİK m.206’daki sıraya göre alacaklılara ödenir
Ø
  
Ø  En son imtiyazsız alacaklar alacaklılara ödenir (burada kalan para imtiyazsız alacaklılara “garameten” paylaştırılır, yani imtiyazsız alacaklıların alacakları oranlanır ve bu orana göre her alacaklının payına düşen miktar belirlenir)
10- Borç Ödemeden Aciz Belgesi
İflâs tasfiyesi sonunda alacağını tamamen alamayan alacaklılara iflâs idaresi tarafından borç ödemeden aciz belgesi verilir.
İflâstaki aciz belgesinin maddi hukuk bakımından olan hükümleri, tamamen hacizdeki aciz belgesinde olduğu gibidir. Buna karşılık, iflâstaki aciz belgesinin takip hukuku bakımından olan hükümleri hacizdekinden çok farklıdır. Bu farklar:
    İflâstaki aciz belgesinin İİK m.68
Ø anlamında borç ikrarını içeren bir belge sayılabilmesi için müflisin bu alacağı kabul etmiş olması gerekir ( İflas idaresinin alacakları incelediği sırada, borçluya sorulmuş, borçlu bu alacağı kabul etmişse).
  
Ø  Elinde aciz belgesi olan alacaklının iflâs kapandıktan sonra müflis borçluya karşı aciz belgesine dayanarak takip yapabilmesi için, müflis borçlunun iflâs kapandıktan sonra yeni bir mal iktisap etmiş olması gerekir.
    İflâs aciz belgesi alacaklı iptal davası açma yetkisine sahip değildir.
Ø
  
Ø  İflâs aciz belgesine dayanarak müflis borçluya 1 sene içinde takip yapılması halinde, müflis borçluya yeniden ödeme emri gönderilmektedir.
İFLÂSIN KAPANMASI
İflâs tasfiyesinin bicra mahkemesiesi ile iflâs kendiliğinden kapanmaz. İflâsın kapanmasına karar verilmesini, iflâs idaresi Ticaret mahkemesine vereceği bir son rapor ile ister. Ticaret Mahkemesi incelemeyi yapar ve iflâsın kapanmasına karar verir. İflâsın kapanması kararı ilan edilir.
İflâsın kapanması ile müflisin müflislik sıfatı kalkmaz. Müflislik sıfatının kalkması için itibarın iade edilmesi gerekir.
Ticaret Mahkemesi’nin iflâsın kapanmasına dair verdiği karar 10 gün içinde temyiz edilebilir.
İFLÂSIN KALDIRILMASI
Bu durum iflâsın kapanmasından farklıdır. Burada iflâsın tasfiyesi devam ederken alacaklıların muvafakati veya müflisin bütün borçlarını ödemesi üzerine müflis hakkındaki iflâs kararı kaldırılmaktadır. Böylece müflis hiç iflâs etmemiş gibi olmakta yani müflis sıfatı kalkmaktadır.
İflâsın kaldırılmasının istenebilmesi için iflâs alacaklılarının belli olması gerekir. Bu sebeple iflâsın kaldırılması en erken alacakların iflâs masasına yazdırılması için öngörülen 1 aylık sürenin sonunda talep edilebilir. İflâsın kaldırılması en geç iflâsın kapanmasına kadar istenebilir.
İflâsın kaldırılması sebepleri:
1.    Bütün alacaklıların taleplerini geri almış olması  ( Müflis talep eder)
2.    Bütün alacakların itfa edilmiş olması ( Müflis talep eder)
3.    Konkordatonun tasdik edilmiş olması (Bu halde iflâsın kaldırılması iflâs idaresi talep eder)

İflâsın kaldırılmasına Ticaret Mahkemesi karar verir.
İFLÂSIN KAMU HUKUKU BAKIMINDAN SONUÇLARI
Kamu hukuku bakımından iflâs çeşitleri ve bunlara bağlanan hukukî sonuçlar:
1- Adi İflâs: Müflisin kusuruna dayanmayan ekonomik belirsizliklerin yol açtığı iflâstır.
Adi iflâsta, iflâs eden borçluya adi müflis denir. Adi müflis ceza verilmez. Adi müflis sıfatı iflâs kapandıktan sonra da devam eder. Adi müflis sıfatı itibarın iade edilmesine kadar sürer.
Adi müflis; avukat, noter, banka yönetim kurulu başkan veya üyesi, banka denetleyicisi, banka genel müdürü, genel müdür yardımcısı veya birinci derece imza yetkisini haiz bir görev sahibi olamaz. İtibarın yerine getirilmesi halinde bu görevleri yerine getirebilir.
2- Taksiratlı İflâs: Müflisin kusuruna dayanan iflâstır, fakat bu kusur hile derecesinde değildir. İİK m.310’da taksiratlı iflâsa sebep olabilecek haller sayılmıştır. Bunlardan bazıları şunlardır:
        Müflis, kumar veya şans oyunlarında veya borsada yüklü miktarda para kaybetmişse
        Müflis, işlerini terk ederek kaçmışsa
        Ticari defterleri tutmamışsa veya kanunun emrettiği şekilde tutmamışsa...
Taksiratlı müflise ceza verilebilmesi için bir müracaatın varlığı gerekmez, re’sen takibat yapılabilir.
Taksiratlı iflâsa “Asliye Ceza Mahkemesi” karar verir.
İflâs kaldırılmış olsa bile müflise taksiratlı iflâs cezası verilebilir. Taksiratlı müfliste adi müflis gibi yukarıda sayılan görevlerde bulunamaz. Hatta itibarı iade edilse bile avukat ve noter olamaz.
3- Hileli İflâs: İflâs kararından önce veya iflâs tasfiyesi sırasında, alacaklılarını zarar sokmak kastı ile hileli işlemlerde bulunan kimse hileli müflis sayılır.
Hileli iflâsa “Ağır Ceza Mahkemesi” karar verir.
Hileli müfliste yukarıda sayılan görevlerde bulunamaz. Ayrıca; devlet memuru, milletvekili, belediye başkanı, belediye meclis üyesi, köy muhtarı, köy ihtiyar meclisi üyesi ve yedek subay olamaz.
İTİBARIN İADESİ
İflâs kapandıktan sonra da müflis sıfatı devam eder, bu sıfatın sona ermesi “itibarın iadesi” yolu ile olur.
Üç iflâs halinde de itibarın iadesinin istenebilmesi için ön şart, müflisin bütün iflâs alacaklılarının (elinde borç ödemeden aciz belgesi bulunan) alacağını itfa etmiş olması gerekir. Ayrıca:
Taksiratlı iflâsta, müflisin cezasını tamamen çekmesi veya bu cezanın af gibi kanuni bir sebeple düşmüş olması,
Hileli iflâsta, hileli müflisin cezasını tamamen çekmesi veya bu cezanın af gibi kanuni bir sebeple düşmüş olması, şahsi hakları ödemiş olması, pişman oluğunu gösterecek iyi halinin tespit edilmiş olması ve TCK m 122 ve 123 deki memnu hakların iadesini isteme süresi şartını sağlıyor olması gerekir.
Adi ve taksiratlı müflisin itibarının iadesine, iflâsa karar vermiş olan Ticaret Mahkemesi karar verir.
Hileli müflisin itibarının iadesine, ikametgâhının bulunduğu yer Ağır Ceza Mahkemesi karar verir.
İtibarın iadesi hakkındaki mahkeme kararı ile müflisin müflis sıfatı kalkar, müflis yasaklardan kurtulur.
İPTAL DAVASI
İflâs etmek üzere olan veya yakında mallarına haciz konulması ihtimali bulunan borçluların, mallarını alacaklılardan kaçırmak için bazı şüpheli (hileli) tasarruflarda bulunduklarına çok rastlanır. İptal davası, bu gibi hallerde yapılan hileli tasarrufların iptal edilmesini sağlayan bir yoldur.
İptale Tabi Olan Tasarruflar:
1- İvazsız Tasarruflar: Alışılmış hediyeler müstesna olmak üzere son 2 yıl içinde yapılmış bütün ivazsız tasarruflar ve bağışlamalar iptale tabidir. Bu süre hacizden, haczedilecek mal bulunmaması halinde verilen aciz belgesinin verilme tarihinden veya iflâsın açılmasından itibaren geriye doğru hesaplanır.
İvazsız tasarrufların bazıları başka bir isim altında gizlenmektedir . Bu sebeple ivazlı görünseler bile aşağıdaki tasarruflar da iptale tabidir:
•    Karı-koca ile usul ve füru, neseben ve sıhren 3. dereceye (bu derece dahil) hısımlar, evlat edinenler ile evlatlık arasındaki ivazlı tasarruflar iptale tabidir.
•    Borçlunun bir sözleşme ile borçlanmasında, kendi verdiği şeyin karşılığında ivaz olarak çok aşağı bir fiyat kabul ettiği hallerde, bu sözleşmeler iptale tabidir.
•    Borçlunun kendisine veya üçüncü bir kişi yararına, kaydı hayat şartı ile irat veya intifa hakkı tesis ettiği sözleşmeler ve ölünceye kadar bakma sözleşmeleri iptale tabidir.
2- Aciz Halinde Yapılan Tasarruflar: İİK’da aciz hali, borçlunun mallarına haciz konmasından, haczedilecek mal bulunmaması halinde verilen aciz belgesinin verilme tarihinden veya iflâsına karar verilmesinden 1 yıl önceki dönem olarak tanımlanır. Son 1 yıl içinde yani aciz halinde yapılan şu tasarruflar iptale tabidir:
•    Borçlu tarafından, mevcut bir borç için verilen rehinler
•    Vadesi gelmemiş borç için yapılan ödemeler
•    Para ve çek gibi alışılmış ödeme araçları dışında yapılmış ödemeler (örneğin, borca karşılık ev verilmesi)
•    Kişisel hakların kuvvetlendirilmesi için tapuya verilen şerhler (vefa, şufa, iştira)
3- ZARAR VERME KASTINDAN DOLAYI İPTAL (2003 ile diğer butlan halleri başlığı bu şekilde değişti)
Malvarlığı borçlarına yetmeyen bir borçlunun, alacaklılarına zarar verme kastıyla yaptığı tüm işlemler, borçlunun içinde bulunduğu mali durumun ve zarar verme kastının, işlemin diğer tarafınca bilindiği veya bilinmesini gerektiren açık emarelerin bulunduğu hallerde iptal edilebilir. Şu kadar ki, işlemin gerçekleştiği tarihten itibaren beş yıl içinde borçlu aleyhine haciz veya iflas yoluyla takipte bulunulmuş olmalıdır (Diğer butlan halleri başlığı ve içeriği 2003 değişikliği ile bu hali almıştır).
İptal Davası Açmaya Yetkili Olanlar
1- Hacizdeki İptal Davasında: Elinde kesin veya geçici borç ödemeden aciz belgesi bulunan alacaklılar iptal davası açabilir.
Rehin açığı belgesi ile iptal davası açılamaz. İhtiyati haciz kesin hacze dönüşmedikçe, ihtiyati haciz tutanağına dayanarak iptal davası açılamaz.
2- İflâstaki İptal Davasında: Borçlu hakkında iflâs kararı verildikten sonra iptal davasını yetkisi sadece iflâs idaresi açabilir. İflâs idaresi bu hakkını alacaklılardan birine devredebilir.

İflâs tasfiyesi sonucunda verilen borç ödemeden aciz belgesi ile iptal davası açılamaz.
İptal Davası Açma Süresi: İptal davası açma hakkı, iptale tabi tasarrufların yapıldığı tarihten itibaren 5 yıl geçmekle düşer. Bu süre hak düşürücü süredir, bu sebeple mahkeme tarafından re’sen gözetilir.
KONKORDATO
Konkodato, mali durumu bozulmuş borçluları korumak, iflasın ağır sonuçlarından kurtarmak ve işletmelerin yeniden rehabilitasyonunu sağlayabilmek için kabul edilmiş bir yoldur.
Konkordato; bir borçlunun, alacaklılarının en az 1/2 çoğunluğu ile yaptığı, ticaret mahkemesinin tasdiki ile hüküm ifade eden ve onu kabul etmeyen diğer alacaklıları da bağlayan bir anlaşmadır.
Konkordato hükümlerinin uygulanması teklifi borçlu tarafından yapılabileceği gibi, borçlunun alacaklılarından biri tarafından da yapılabilir. (2003 değişikliği ile getirilen bir imkan)
İcra ve İflas Kanununda düzenlenmiş üç farklı konkordato usulü bulunmaktadır; “adi konkordato” (2003 değişikliği öncesi iflâs dışı konkordato olarak anılmaktaydı)” , “iflâs içi konkordato” ve “malvarlığının terki suretiyle konkordato” (bu konkordato türü 2003 değişikliği ile getirilmiştir)
Adi konkordatoda, borçlunun iflâs hali söz konusu değildir (Zaten konkordato iflâsa tabi olmayan kişilerin de başvurabileceği bir yoldur).
İflâs içi konkordatoda ise, borçlu hakkında iflâs kararı verilmiş ve iflâs tasfiyesi devam etmektedir; borçlu iflâs tasfiyesi devam ederken iflâstan kurtulabilmek için konkordato teklif eder ve bu teklif tasfiye aşamasında görüşülür.
Malvarlığının terki suretiyle konkordatoda, borçlu borçlarından kurtulabilmek için malvarlığı üzerindeki tasarruf yetkisini alacaklılara devretmekte veya malvarlığını üçüncü bir kişiye devretmekte ve elde edilen meblağ borçların ödenmesinde kullanılmaktadır.
ADİ KONKORDATO
Borçlu henüz iflâs etmemiştir, iflâs etmekten kurtulabilmek için bu yola başvurmaktadır. Adi konkordato yoluna iflâsa tabi olmayan borçlular da başvurabilir.
Mali durumu bozulmuş olan borçlu, konkordato hükümlerinden yararlanabilmek için bir konkordato teklifi (projesi) ve gerekçeli bir dilekçe ile (2003 değişikliği ile şart koşuldu) İCRA MAHKEMESİ’ne başvurur. Teklifine; ayrıntılı bilânçosunu, defter tutma yükümlüsü ise defterlerinin tutulduğunu gösteren bir cetvel ile gelir tablosunu (2003 değişikliği ile eklendi) ekler.
Gerekçeli dilekçede: adi konkordato türünü seçtiği, bunu gerçekleştirmek için haiz olduğu veya olacağı imkanları, işletmesinin yönetimini kendisinin mi yoksa konkordato komiserinin mi üstleneceği, konkordato mühlet talebinin süresini, konkordato mühletini uzatma hakkını saklı tutup tutmadığı hususları yer almalıdır.
Konkordato teklifi sunma yetkisi 2003 değişikliği ile borçlunun alacaklılarına da tanınmıştır. Yani alacaklılardan biri de borçlu hakkında konkordato hükümlerinin uygulanmasını isteyebilecektir.
Borçlunun İCRA MAHKEMESİ’NE sunacağı konkordato teklifi şu şartları içermelidir:
•    Teklif olunan oran, borçlunun mevcudu ile orantılı olmalıdır (Örneğin %75’ini ödeyebilecek iken %50 teklif edilmemelidir)
•    Konkordato teklifi (projesi) alacaklıları zarara sokmak kastından ari olmalıdır. (2003 değişikliği ile getirilen kıstas)
(ÖNEMLİ NOT: 2003 değişikliği öncesi yer alan dürüstlük şartı ve borçlunun borçlarının en az %50 sini ödemeyi teklif etmek zorunda olması şartları kaldırılmıştır)
Bu şartları içeren bir konkordato teklifi üzerine, İCRA MAHKEMESİ borçluyu ve talepte bulunmuş ise alacaklıyı dinledikten (2003 değişikliği ile getirildi) sonra borçlunun durumunu, malvarlığı ve gelirlerini, taahhütlerini yerine getirmesine engel olan sebepleri ve konkordatonun başarı ihtimalini göz önünde tutarak ve yukarıdaki iki şartı gözeterek konkordato talebinin uygun olup olmadığına karar verir.
Konkordato talebinin reddine ilişkin kararı, tefhiminden itibaren on gün içinde borçlu veya talep sahibi alacaklı temyiz edebilir. (2003 değişikliği ile getirildi).
İCRA MAHKEMESİ talebi uygun görürse borçluya en fazla 3 aylık bir “konkordato mühleti”  (2003 değişikliği ile 2 ay 3 ay olarak değiştildi) verir ve bir veya birkaç “konkordato komiseri” (2003 değişikliği ile birden fazla komiser tayin edilebilme imkanı getirildi) tayin eder.
Konkordato mühleti işin niteliği gerekli kılıyorsa konkordato komiserinin teklifi üzerine (2003 değişikliği ile getirildi) bir kereye mahsus olmak üzere ve en çok iki ay için İCRA MAHKEMESİ tarafından uzatılabilir.
Konkordato mühleti ilan edilir ve gerekli yerlere bildirilir. Alacaklılar 7 gün içinde mühlet verilmesine İCRA MAHKEMESİNDE itiraz edebilirler.
Borçlu kendisine mühlet verilmesine ilişkin İCRA MAHKEMESİ kararını 5 gün içinde, giderlerini ödeyerek uygulamaya koydurmalıdır. Aksi halde, konkordato mühleti kendiliğinden kalkar.
(Konkordato komiseri, konkordato müddeti içinde borçlunun işlemlerini ve işletmelerini denetlemek görevinde olan kişidir. Borçlu projede teklif etmiş ise komiser borçlunun işletmelerini konkordato mühleti sonuna kadar işletebilir. Komiser, konkordato mühleti içinde alacaklıları alacaklarını yazdırmaları için ilan ile davet eder ve alacakları kaydeder ve daha sonra alacaklıları toplantıya çağırır, konkordatonun tasdik edilebilmesi için çalışmalar yapar. Komiser kusuru ile verdiği zararlardan sorumludur. Komiser İCRA MAHKEMESİNİN talebi varsa konkordato ile ilgili ara raporlar verir ve alacaklıları da süreç ile ilgili olarak bilgilendirir. (2003 değişikliği ile getirildi). Ceza Kanunu anlamında memur sayılır (2003 değişikliği ile getirildi). Komiserin işlemlerine karşı ilgililer İCRA MAHKEMESİ de şikâyet yoluna başvurabilirler).
Konkordato Mühletinin Hukuki Sonuçları:
1- Mühletin Alacaklılar Bakımından Sonuçları
  
Ø  Borçlu aleyhine 6183 sayılı kanuna göre yapılan takipler de dahil hiçbir icra ve iflas  takibi yapılamaz (bu ibare 2003 değişikliği ile getirildi)
    Mühletin verilmesinden önce başlamış olan takipler bu süre içinde durur
Ø
Bu iki kuralın İstisnaları:
•    Rehnin paraya çevrilmesi yolu ile takipler yapılabilir ve daha önce başlamış olanlar devam edebilir, ancak (2003 değişikliği ile eklendi)bu takipler nedeniyle muhafaza tedbirleri alınamaz, yani mallar borçlunun elinden alınamaz ve müddet içinde malların satışı gerçekleştirilemez.
•    İİK m.206’da birinci sırada yazılı olan alacaklar için icra takibi (iflas değil) yapılabilir.
•    Konkordato mühleti içinde borçluya karşı dava açılabilir
    İhtiyati haciz kararları uygulanmaz (2003 değişikliği ile getirildi)
Ø
  
Ø  Konkordato aksine hüküm içermiyorsa mühlet içinde rehinle temin olunanlar dışındaki her türlü alacağa faiz işlemesi durur(2003 değişikliği ile getirildi).
2- Mühletin Borçlu Bakımından Sonuçları
Borçlu, komiserin nezareti altında işlerine devam edebilir. Şu kadar ki, tetkik mercii bazı işlemlerin geçerli olarak ancak komiserin katılımı ile yapılmasına veya borçlunun yerine komiserin işletmenin faaliyetini devam ettirmesine karar verebilir. Aksi halde yapılan işlemler hükümsüzdür. (2003 değişikliği ile getirildi).
Borçlu, tetkik merciinin izni dışında (bu ibare 2003 değişikliği ile getirildi) mühlet kararından itibaren (Değişiklik öncesinde; konkordato talebinin kabulünün ilanından itibaren idi) :
•    rehin tesis edemez,
•    kefil olamaz,
•    taşınmaz ve işletmenin devamlı tesisatını kısmen dahi olsa devredemez ve takyit edemez
•    ivazsız tasarruflarda bulunamaz.
(Dikkat: menkul mallarını devredemez yasağı bulunmamaktadır, 2002 KPSS sorusu)
Aksi halde yapılan işlemler hükümsüzdür.
Borçlu bu yasak olan işlemleri yaparsa veya borçlunun iyi niyetinden şüphe edilirse İCRA MAHKEMESİ tarafından konkordato mühletini kaldırır. Konkordato mühleti kaldırılırsa bu karardan itibaren 7 gün içinde, alacaklılar tarafından iflâsa tabi borçlunun doğrudan doğruya iflâsı ticaret mahkemesinden istenebilir.
Konkordato komiseri borçlunun tasarruflarını denetler, borçlunun mallarını tutar ve alacaklıları bir ilan ile alacaklarını bildirmeye davet eder. Bu ilanda, alacaklıların 20 gün içinde alacaklarını bildirmeleri gerektiği aksi halde konkordato görüşmelerine katılamayacakları hususu yer alır.
Konkordato komiseri alacaklı oluğunu iddia edenlerin alacaklarını inceler ve her bir alacak için borçlunun beyanını alır. Komiserin, alacaklıların alacağını reddetme yetkisi yoktur. Borçlunun kabul ettiği alacaklılar konkordato görüşmelerine katılır. Borçlunun kabul etmediği alacaklar için İCRA MAHKEMESİ, konkordato görüşmelerine katılıp katılamayacağına karar verir.
Konkordato görüşmelerine katılan alacaklılar tarafından konkordato teklifinin kabul edilebilmesi için iki çeşit çoğunluk aranır:
1.    Alacaklı (Kişi)  Çoğunluğu: Alacaklıların en az 1/2’sinin konkordato teklifini kabul etmesi gerekir
2.    Alacak (Meblağ) Çoğunluğu: Konkordato teklifini kabul eden ( en az 1/2 oranındaki alacaklının alacaklarının toplamı, toplam alacağın en az 2/3’ne tekabül etmelidir.
Örnek: Borçlunun 18 alacaklısı var ve toplam borcu 150 milyar olsun
1.    çoğunluk  18x 1/2= 9 kişi
2.    çoğunluk 150x 2/3= 100 milyar TL
Buna göre; en az 9 alacaklının kabulü gerekir ve bu 9 alacaklının alacakları toplamı en az 100 milyar TL olmalıdır.
Bazı alacaklılar ve bunların alacakları , konkordatonun tasdikinde hesaba katılmazlar. Bunlar:
    İmtiyazlı alacaklılar
Ø
    Borçlunun eşi, ana-babası, çocukları
Ø
    Rehinli alacaklılar
Ø
Konkordato yukarıdaki iki çeşit çoğunluk sağlanarak alacaklılar tarafından kabul edilirse; komiser, konkordato dosyası ise birlikte, tüm belgeleri ve ayrıntılı raporunu toplantıdan itibaren 10 gün geçtikten sonra ticaret mahkemesine (2003 değişikliği ile doğrudan mahkemeye vereceği düzenlendi, eskiden icra dairesine bırakılıyordu) verir. Ticaret Mahkemesi duruşma günü belirleyip ilan eder; itirazı olanlar varsa onları dinler, ayrıca konkordato komiserini de dinler.
Aşağıdaki şartlar var ise Ticaret Mahkemesi konkordatoyu tasdik eder. (Konkordatonun Tasdiki Şartları)
•    Teklif edilen meblağın borçlunun kaynakları ile orantılı olması  
•    Konkordato işlemlerinin yerine getirilmesini, alacakları kabul edilmiş olan imtiyazlı alacakların tamamen ödenmesini ve mühlet sırasında komiserin onayıyla akdedilmiş borçların ifasını sağlamak için (bu ibare 2003 değişikliği ile eklendi), bu alacaklılardan her biri özel olarak ve açıkça kendi alacağı bakımından vazgeçmedikçe, yeterli teminatın gösterilmesi. (Kısaca teminat gösterilmesi şartı olarak öğrenilmesi yeterlidir)
•    Yargılama masrafları ve harçların borçlu tarafından mahkeme veznesine depo edilmiş olması.
    (ÇOK ÖNEMLİ NOT: 2003 değişikliği ile konkordato tasdiki şartlarından; borçlunun dürüst olması ve borçlunun borçlarının en az %50sini ödemeyi teklif etmiş olması şartları artık aranmamaktadır)
Hakim, konkordato teklifini yetersiz bulması halinde re'sen veya talep üzerine gerekli gördüğü düzeltmeyi yapabilir.
Konkordatonun tasdikine ilişkin ticaret mahkemesi kararında alacaklıların hangi ölçüde alacaklarından vazgeçtiği, borçlunun borçlarını nasıl ödeyeceği ve gerekirse sağlanacak teminatlar belirtilir. Kararda komiser veya uzman bir kişi tasdik edilen konkordatonun yerine getirilmesini sağlamak için gerekli gözetim, yönetim ve tasfiye tedbirlerini almakla görevlendirilebilir. (Konkordato tasdiki ile komiserin görevi eskiden sona eriyordu, şimdi konkordatonun uygulamaya geçirilmesi aşamasında komiser tekrar görevlendirilebilecektir). Bu takdirde görevlendirilen kişi, borçlunun işletmesinin durumu ve borçlarını konkordato projesi uyarınca ödeme kabiliyetini muhafaza edip etmediği konusunda iki ayda bir tasdik kararını veren mahkemeye rapor tevdi eder; alacaklılar bu raporu inceleyebilirler (2003 değişikliği ile getirilen yenilikler).
Konkordatonun Tasdikinin Sonuçları:  
Konkordato tasdik edilirse, konkordatoyu kabul etmeyen alacaklıları da bağlar. Tasdik edilen konkordato:
•    Alacakları mühlet kararından önce doğmuş bütün alacaklar ile
•    Komiserin onayı olmaksızın konkordatonun tasdikine kadar doğmuş bütün alacaklar için mecburidir (2003 değişikliği ile getirildi).
Ancak konkordato şu alacaklıları bağlamaz:
•    Rehinli alacaklıları
•    Devlet alacaklarını   (Sıra cetveline ilişkin İİK m.206 1. fıkradaki)
•    İmtiyazlı alacaklıları
Konkordato mühleti verilmesi ile duran takipler düşer, bu takipler nedeniyle borçlunun mallarına haciz konulmuş ise bu hacizler kalkar.
Alacaklı, konkordatoya kabul oyu vermemişse, borçlunun kefillerine ve borçlu ile birlikte müşterek borçlu olanlara karşı tüm haklarını muhafaza eder.
Konkordatonun Feshi: Alacağı konkordatoda tespit edilen şartlara göre ödenmeyen alacaklı konkordatonun sadece kendisi için feshini ticaret mahkemesinden isteyebilir. Konkordato kendisi için feshedilirse bu alacaklı alacağının tamamını talep eder. Konkordatonun feshi için dava süresi, konkordatodaki son vade tarihinden itibaren 10 yıldır.
Konkordatonun tasdikinden sonra borçlunun hileli hareketleri tespit edilirse konkordatonun tamamen feshi istenebilir. Ticaret mahkemesi konkordatoyu tamamen feshederse bu kararın kesinleşmesinden itibaren 7 gün içinde iflâsa tabi borçlunun doğrudan iflâsı istenebilir.
ÖNEMLİ NOT: Konkordato ticaret mahkemesince tasdik edilmez veya konkordato mühleti İCRA MAHKEMESİ tarafından kaldırılırsa borçlu iflasa tabi kişilerden olmasa bile alacaklılardan birinin 30 gün içindeki talebi ile borçlunun doğrudan iflasına karar verilebilir (2003 değişikliği ile getirildi). Bu hüküm iflasa tabi olmayan kişilere de iflas yolunu açtığı için çok önemlidir.
İFLÂS İÇİ KONKORDATO
Burada borçlu hakkında iflâs kararı verilmiş, iflâs tasfiyesi devam etmektedir.
Müflis konkordato teklifini iflâs idaresine verir. İflâs idaresi henüz seçilmemişse iflâs dairesine verilir.
İflâs içi konkordatoda konkordato komiseri yoktur. İflâs idaresi onun görevlerini yerine getirir.
İflâs içi konkordatoda konkordato mühleti de  yoktur. Çünkü iflâs kararı ile müflisin tasarruf yetkisi zaten kısıtlanmıştır, ayrıca müflise karşı olan takipler durmuştur.
Konkordato teklifi ikinci alacaklılar toplantısında görüşülür ve karara bağlanır.
Konkordato teklifinin kabulü için aranan çoğunluk adi konkordatoda olduğu gibidir ( alacaklıların 1/2si ve alacakların 2/3’ü) .(2003 değişikliği)
Ticaret mahkemesi konkordatoyu tasdik ederse bu karar kesinleştikten sonra iflâs idaresi ticaret mahkemesine başvurarak iflâsın kaldırılmasını talep eder.
İflâs İçi Konkordatonun Hükümleri: iflâs içi konkordatonun hükümleri, konkordatonun tasdiki kararının kesinleşmesi ile değil, buna dayanarak iflâs idaresinin talebi ile ticaret mahkemesi tarafından iflâsın kaldırılması ile yürürlüğe girer.
İflâs içi konkordato bütün alacaklılar için bağlayıcıdır. Ancak şu alacaklılar için bağlayıcı değildir:
•    Rehinli alacaklıları
•    Devlet alacaklarını   (Sıra cetveline ilişkin İİK m.206 1. fıkradaki)
•    İmtiyazlı alacaklıları
MALVARLIĞININ TERKİ SURETİYLE KONKORDATO
(2003 DEĞİŞİKLİĞİ İLE DÜZENLENMİŞ YENİ BİR KONKORDATO TÜRÜDÜR)
GENEL BİLGİ
Malvarlığının terki suretiyle konkordatoda, borçlu, konkordato talebi ile, alacaklılarına belirli bir miktar para ödemeyi teklif etmez; bilakis malvarlığını alacaklılara terk ederek bu malvarlığının alacaklılar tarafından tasfiye edilmesini teklif eder. Konkordato teklifi alacaklılarca kabul edilip mahkemece tasdik edilince, borçlunun malvarlığı üzerindeki tasarruf hakkı sona erer. Bundan sonra, borçlunun malvarlığı üzerinde tasarrufta bulunma yetkisi alacaklılara geçer. Alacaklılar, bu tasarruf yetkisini seçecekleri tasfiye memurları ve alacaklılar kurulu vasıtası ile kullanırlar. Tasfiye memurları borçlunun mallarını tasfiye eder ve elde edilen parayı alacaklılara dağıtırlar.
Malvarlığının terki suretiyle konkordatonun bir diğer şekli de; borçlunun malvarlığının tamamının veya bir kısmının, alacaklılara ödeme yapılması karşılığında bir üçüncü kişiye devredilmesidir.
Malvarlığının terki suretiyle konkordatonun özüne aykırı düşmedikçe konkordato teklifi ile konkordato tasdiki aşaması da dahil olmak üzere adi konkordatoda geçerli olan hükümler uygulama alanı bulmaktadır.
Buna göre:
Konkordato Teklifi: Borçlu malvarlığının terki suretiyle konkordato hükümlerinden yararlanmak istediğini belirten gerekçeli bir dilekçe ile konkordato teklifini (projesini) İCRA MAHKEMESİ’ne verir.  Borçlu konkordato teklifine; ayrıntılı bilançosunu, defter tutma yükümlüsü ise defterlerinin tutulduğunu gösteren bir cetvel ile gelir tablosunu ekler.
Borçlunun İCRA MAHKEMESİ’NE sunacağı konkordato teklifi şu şartları içermelidir:
•    Konkordato teklifi (projesi) alacaklıları zarara sokmak kastından ari olmalıdır
•    Borçlu kural olarak haczi caiz olmayan malları da dahil olmak üzere bütün malvarlığını terk etmeyi teklif etmelidir
•    Borçlu bir kısım haczi caiz olmayan mallarını teklif dışı tutmak istiyorsa bu malların hangileri olduğunu açıkça teklifinde göstermelidir.
Konkordato teklifi sunma yetkisi 2003 değişikliği ile borçlunun alacaklılarına da tanınmıştır. Yani alacaklılardan biri de borçlu hakkında konkordato hükümlerinin uygulanmasını isteyebilecektir.
Bu şartları içeren bir konkordato teklifi üzerine, İCRA MAHKEMESİ borçluyu ve talepte bulunmuş ise alacaklıyı dinledikten sonra borçlunun durumunu, malvarlığı ve gelirlerini, taahhütlerini yerine getirmesine engel olan sebepleri ve konkordatonun başarı ihtimalini göz önünde tutarak ve yukarıdaki iki şartı gözeterek konkordato talebinin uygun olup olmadığına karar verir.
Konkordato talebinin reddine ilişkin kararı, tefhiminden itibaren on gün içinde borçlu veya talep sahibi alacaklı temyiz edebilir.
İCRA MAHKEMESİ talebi uygun görürse borçluya en fazla 3 aylık bir “konkordato mühleti”  verir ve bir veya birkaç “konkordato komiseri”  tayin eder.
Konkordato mühleti işin niteliği gerekli kılıyorsa konkordato komiserinin teklifi üzerine bir kereye mahsus olmak üzere ve en çok iki ay için İCRA MAHKEMESİ tarafından uzatılabilir.
Konkordato mühleti ilan edilir ve gerekli yerlere bildirilir. Alacaklılar 7 gün içinde mühlet verilmesine İCRA MAHKEMESİNDE itiraz edebilirler.
Borçlu kendisine mühlet verilmesine ilişkin İCRA MAHKEMESİ kararını 5 gün içinde, giderlerini ödeyerek uygulamaya koydurmalıdır. Aksi halde, konkordato mühleti kendiliğinden kalkar.
Malvarlığının Terki Suretiyle Konkordato Mühletinin Hukuki Sonuçları:
(NOT: Buradaki hususlar aynen adi konkordatodaki gibidir)
1- Mühletin Alacaklılar Bakımından Sonuçları
    Borçlu aleyhine 6183 sayılı kanuna göre yapılan takipler de dahil hiçbir icra ve iflas  takibi yapılamaz  
Ø
    Mühletin verilmesinden önce başlamış olan takipler bu süre içinde durur
Ø

Bu iki kuralın İstisnaları:
•    Rehnin paraya çevrilmesi yolu ile takipler yapılabilir ve daha önce başlamış olanlar devam edebilir, ancak bu takipler nedeniyle muhafaza tedbirleri alınamaz, yani mallar borçlunun elinden alınamaz ve müddet içinde malların satışı gerçekleştirilemez.
•    İİK m.206’da birinci sırada yazılı olan alacaklar için icra  takibi (iflas değil) yapılabilir.
•    Konkordato mühleti içinde  borçluya karşı dava açılabilir
    İhtiyati haciz kararları uygulanmaz
Ø
    Konkordato aksine hüküm içermiyorsa mühlet içinde rehinle temin olunanlar dışındaki her türlü alacağa faiz işlemesi durur.
Ø
2- Mühletin Borçlu Bakımından Sonuçları
Borçlu, komiserin nezareti altında işlerine devam edebilir. Şu kadar ki, tetkik mercii bazı işlemlerin geçerli olarak ancak komiserin katılımı ile yapılmasına veya borçlunun yerine komiserin işletmenin faaliyetini devam ettirmesine karar verebilir. Aksi halde yapılan işlemler hükümsüzdür.
Borçlu, tetkik merciinin izni dışında mühlet kararından itibaren:
•    rehin tesis edemez,
•    kefil olamaz,
•    taşınmaz ve işletmenin devamlı tesisatını kısmen dahi olsa devredemez ve takyit edemez
•    ivazsız tasarruflarda bulunamaz.
Aksi halde yapılan işlemler hükümsüzdür.
Borçlu bu yasak olan işlemleri yaparsa veya borçlunun iyi niyetinden şüphe edilirse İCRA MAHKEMESİ tarafından konkordato mühletini kaldırır. Konkordato mühleti kaldırılırsa bu karardan itibaren 7 gün içinde, alacaklılar tarafından iflâsa tabi borçlunun doğrudan doğruya iflâsı ticaret mahkemesinden istenebilir.
Konkordato komiseri borçlunun tasarruflarını denetler, borçlunun mallarını tutar ve alacaklıları bir ilan ile alacaklarını bildirmeye davet eder. Bu ilanda, alacaklıların 20 gün içinde alacaklarını bildirmeleri gerektiği aksi halde konkordato görüşmelerine katılamayacakları hususu yer alır.
Konkordato komiseri alacaklı oluğunu iddia edenlerin alacaklarını inceler ve her bir alacak için borçlunun beyanını alır. Komiserin, alacaklıların alacağını reddetme yetkisi yoktur. Borçlunun kabul ettiği alacaklılar konkordato görüşmelerine katılır. Borçlunun kabul etmediği alacaklar için İCRA MAHKEMESİ, konkordato görüşmelerine katılıp katılamayacağına karar verir.
Konkordato görüşmelerine katılan alacaklılar tarafından konkordato teklifinin kabul edilebilmesi için iki çeşit çoğunluk aranır:
1- Alacaklı (Kişi)  Çoğunluğu: Alacaklıların en az 1/2’sinin konkordato teklifini kabul etmesi gerekir
2- Alacak (Meblağ) Çoğunluğu: Konkordato teklifini kabul eden ( en az 1/2 oranındaki alacaklının alacaklarının toplamı, toplam alacağın en az 2/3’ne tekabül etmelidir.
Örnek: Borçlunun 18 alacaklısı var ve toplam borcu 150 milyar olsun
3.    çoğunluk  18x 1/2= 9 kişi
4.    çoğunluk 150x 2/3= 100 milyar TL
Buna göre; en az 9 alacaklının kabulü gerekir ve bu 9 alacaklının alacakları toplamı en az 100 milyar TL olmalıdır.
Bazı alacaklılar ve bunların alacakları , konkordatonun tasdikinde hesaba katılmazlar. Bunlar:
    İmtiyazlı alacaklılar
Ø
    Borçlunun eşi, ana-babası, çocukları
Ø
    Rehinli alacaklılar
Ø
Alacaklılar tarafından kabul edilen malvarlığının terki suretiyle konkordato aşağıdaki zorunlu unsurları içermelidir, aksi halde ticaret mahkemesi konkordatoyu tasdik etmez (m 309/b):
1.    Alacaklıların malların tasfiyesi ya da üçüncü kişiye devri suretiyle karşılanamayan alacaklarından feragat edip etmedikleri, feragat etmiyorlarsa borçlunun sorumluluğunun ne olduğu.
2.    Konkordato tasfiye memurları ile alacaklılar kurulu üyelerinin belirlenmesi ve bunların yetkileri.
3.    Kanun tarafından belirlenmemişse, malların tasfiye usulü ve eğer mallar üçüncü kişiye devredilecekse, bu devrin şekli ve teminatlandırılması.
4.    Alacaklılara yönelik ilanların Türkiye Ticaret Sicili Gazetesi yanında tasdik tarihinde yurt düzeyinde yayınlanan tirajı en yüksek beş gazeteden biriyle yapılacağı.
Konkordato yukarıdaki iki çeşit çoğunluk sağlanarak ve kanunun aradığı zorunlu içerik tamamlanarak alacaklılar tarafından kabul edilirse; komiser, konkordato dosyası ise birlikte, tüm belgeleri ve ayrıntılı raporunu toplantıdan itibaren 10 gün geçtikten sonra ticaret mahkemesine verir. Ticaret Mahkemesi duruşma günü belirleyip ilan eder; itirazı olanlar varsa onları dinler, ayrıca konkordato komiserini de dinler.
Aşağıdaki şartlar var ise Ticaret Mahkemesi konkordatoyu tasdik eder. (Malvarlığının Terki Suretiyle Konkordatonun Tasdiki Şartları)
•    Paraya çevirme halinde elde edilen hâsılat veya üçüncü kişi tarafından teklif edilen meblağın, iflas yoluyla tasfiye halinde elde edilebilecek bedelden fazla olacağının öngörülmesi.
•    Konkordato işlemlerinin yerine getirilmesini, alacakları kabul edilmiş olan imtiyazlı alacakların tamamen ödenmesini ve mühlet sırasında komiserin onayıyla akdedilmiş borçların ifasını sağlamak için, bu alacaklılardan her biri özel olarak ve açıkça kendi alacağı bakımından vazgeçmedikçe, yeterli teminatın gösterilmesi. (Kısaca teminat gösterilmesi şartı olarak öğrenilmesi yeterlidir)
•    Yargılama masrafları ve harçların borçlu tarafından mahkeme veznesine depo edilmiş olması.
Hakim, konkordato teklifini yetersiz bulması halinde re'sen veya talep üzerine gerekli gördüğü düzeltmeyi yapabilir.
Konkordatonun Tasdikinin Sonuçları:  
Malvarlığının terki suretiyle konkordatonun tasdikine ilişkin kararın kesinleşmesinden itibaren, borçlu malları üzerinde tasarruf edemez ve bu mallar hakkında tasarruf yetkisine sahip kişilerin imza yetkisi sona erer. Tasarruf yetkisi alacaklılara geçer, alacaklılar bu yetkiyi alacaklılar kurulu ve tasfiye memurları vasıtası ile kullanırlar .Borçlunun mallarının mülkiyeti alacaklılara geçmez..
Malvarlığının Terki Suretiyle Konkordatonun Uygulamaya Konması (Malların Tasfiye Süreci)
Alacaklılar Kurulu ve Konkordato Tasfiye Memurları:
Tasfiye sürecinde alacaklıları alacaklılar kurulu ve tasfiye memurları temsil eder. Alacaklılar kurulunu ve tasfiye memurlarını alacaklılar seçmektedir.
Konkordato mühleti içinde seçilen komiser de tasfiye memuru olarak seçilebilir.
Tasfiye memurları alacaklılar tarafından seçildikten sonra İCRA MAHKEMESİ’NİN seçime ilişkin kararı onaylamasından sonra göreve başlarlar.
Borçlunun malvarlığı tasfiye memurları tarafından tasfiye edilir. Konkordato tasfiye memurları alacaklılar kurulunun nezaret ve denetimine tabidir. Konkordato tasfiye memurlarının malvarlığının paraya çevrilmesine ilişkin kararlarına karşı öğrenilmesinden itibaren yedi gün içinde alacaklılar kurulu nezdinde itiraz edilebilir ve bu kurulun kararlarına karşı da şikâyet yoluna başvurulabilir. (DİKKAT: tasfiye memurlarının işlemlerine karşı doğrudan şikâyet yoluna başvurulamıyor: buna karşılık alacaklılar kurulu kararlarına karşı şikâyet yolu açık)
Konkordato tasfiye memurlarının durumu iflas idaresine benzer. Bunlar konkordato masasının yasal temsilcisi olup, konkordato masasının muhafazası ve paraya çevrilmesi veya lüzumu halinde malların devri için gerekli bütün işlemleri yerine getirir. Konkordato tasfiye memurları mahkemelerde de konkordato masasını temsil eder.
Alacaklıların Sıra Cetveline Yazılması:
Tasfiye memurları, alacaklılara yeni bir davet yapmaya gerek kalmaksızın, sadece ticari defterlere ve konkordatonun kabulü esnasında yapılan alacak kayıtlarına dayanarak bir sıra cetveli hazırlar ve bu sıra cetvelini alacaklıların incelemesine hazır tutar.
Alacaklılar bu sıra cetveline karşı iflas prosedüründe olduğu gibi, aynı oradaki hükümlere dayanarak sıra cetveline karşı itiraz davası açabilirler ( Sıra cetvelinin ilanından itibaren 15 gün içinde ticaret mahkemesine başvurarak)
Sıra cetveline karşı bir şikâyet sebebi varsa alacaklılar bu durumu önce alacaklılar kuruluna itiraz ederek dile getirecekler, alacaklılar kurulu kararını hukuka aykırı buluyor iseler İCRA MAHKEMESİ’NE bu karar aleyhine şikayet yoluna başvuracaklardır. (Yani sıra cetveline şikayet yolu için tasfiye memurlarının sıra cetveli düzenlemesi doğrudan şikayet yoluna başvurularak düzelttirilmiyor, aksine önce alacaklılar kuruluna başvuruluyor)
Malların Tasfiyesi (Paraya Çevirme):
Konkordato masasını oluşturan malvarlığı ayrı ayrı veya bir bütün halinde paraya çevrilir. Paraya çevirme, eğer bir alacak söz konusu ise bu alacağın tahsili veya talep hakkının satılması, diğer mallar için pazarlık veya açık artırma yoluyla gerçekleştirilir.
Paraya çevirmenin usulü ve zamanı konkordato tasfiye memurlarının teklifi üzerine alacaklılar kurulunca kararlaştırılır.
Malların üçüncü kişiye devredildiği haller dışında, rehinli taşınmazların konkordato tasfiye memurları tarafından pazarlık suretiyle satışı ancak, rehinli taşınmazın satış bedelinden alacağını tahsil edemeyen rehinli alacaklıların muvafakatiyle mümkündür. Aksi takdirde, söz konusu taşınmazlar ancak açık artırma yoluyla paraya çevrilebilir.
Alacağı taşınır rehniyle temin edilmiş olan alacaklılar rehinli taşınırları konkordato tasfiye memurlarına tevdi etmek zorunda değildirler. Konkordatoda başka bir süre öngörülmedikçe, rehinli alacaklılar rehinli taşınırı uygun gördükleri zamanda, rehnin paraya çevrilmesi yoluyla veya rehin sözleşmesinde yetki verilmişse pazarlık yoluyla ya da borsada satmak suretiyle paraya çevirebilirler. Ancak, rehnin paraya çevrilmesi konkordato masasının yararına ise, konkordato tasfiye memurları rehinli alacaklıya rehinli malı altı ay içinde paraya çevirmesi için yetki verebilir. Konkordato tasfiye memurları rehinli alacaklıya, aynı zamanda 336/a maddesinde öngörülen cezayı da hatırlatarak, bu süre içinde paraya çevirme işlemini gerçekleştirmediği takdirde rehinli malı kendilerine teslim etmesini, haklı bir sebep olmaksızın teslim etmezse rüçhan hakkından mahrum kalacağını ihtar eder.
Paraların Paylaştırılması:
Konkordato tasfiye memurları, geçici de olsa her dağıtımdan önce, bir pay cetveli düzenler ve payının miktarını her alacaklıya bildirir; konkordato tasfiye memurları pay cetvelini on gün süreyle iflas dairesinde alacaklıların incelemesine hazır tutar. Pay cetveline karşı şikayet yoluna başvurulabilir.
Konkordato tasfiye memurları, pay cetveli ile birlikte masrafları da içeren son hesabı iflas dairesine tevdi ederler.
Rehin Açığı Belgesi Düzenlenmesi:
Geçici pay cetvelinin tevdii sırasında rehni paraya çevrilmiş bulunan rehinli alacaklılar, alacaklarının açık kalan kısmı için geçici dağıtıma katılırlar. Açık kalan kısım konkordato tasfiye memurları tarafından belirlenir ve bu karara karşı şikayet yoluna gidilebilir.
Geçici pay cetvelinin tevdii sırasında rehin paraya çevrilmemişse, rehinli alacaklı komiser tarafından açık kalacağı öngörülmüş olan miktar için dağıtıma katılır. Rehnin paraya çevrilmesinden elde edilen bedelin öngörülen miktarın altında kaldığını ispatlayan rehinli alacaklı, buna tekabül eden ödemelere hak kazanır.
Rehnin paraya çevrilmesinden elde edilen bedel ile o zamana kadar yapılan geçici ödemeler toplamı alacak tutarını aşarsa, rehinli alacaklı fazlayı iade etmek zorundadır.
Tasfiyenin Sona Ermesi:
Tasfiye sona erince konkordato tasfiye memurları bir son rapor düzenler. Bu son (nihai) rapor alacaklılar kurulunun onayına sunulur.
Kurul onayladığı nihai raporu tasdik makamı olan ticaret mahkemesine gönderir ve tasdik makamı da alacaklıların incelemesine hazır tutar.
Tasfiyenin bir yıldan uzun sürmesi halinde konkordato tasfiye memurları, her yıl en geç Aralık ayı sonuna kadar, tasfiye edilen malvarlığının ve henüz paraya çevrilmemiş malların durumunu belirten bir cetvel ve faaliyetleri hakkında bir rapor düzenleyip alacaklılar kuruluna tevdi eder. Bu cetvel ve rapor, takip eden yılın Şubat ayı sonuna kadar alacaklıların incelemesine hazır bulundurulmak üzere alacaklılar kurulu aracılığıyla tasdik makamına sunulur.
SERMAYE ŞİRKETLERİ VE KOOPERATİFLERİN UZLAŞMA YOLUYLA YENİDEN YAPILANDIRILMASI
21.01.2004 tarihinde İİK’nda yapılan değişiklikle, sermaye şirketleri ve kooperatiflerin uzlaşma yoluyla yeniden yapılandırılması kurumu getirilmiştir. Bu kurum konkordatodan farklı olarak büyük şirketlerin borçlarının yeniden yapılandırılması amacıyla düzenlenmiş, sadece sermaye şirketleri ve kooperatiflerin uzlaşma yoluyla yeniden yapılandırılması hakkında kurallar getirmiştir. Uzlaşma yoluyla yeniden yapılandırma sermaye şirketi veya kooperatifin, alacaklıları ile yeniden yapılandırma projesi çerçevesinde anlaşmasına dayalı olarak iflastan kurtulması ve faaliyetlerine devam edebilmesine imkan tanıyan bir iyileştirme yöntemidir. Bu kurum konkordatonun bir türü olmadığı gibi külli bir takip veya tasfiye türü de değildir.
Bir sermaye şirketinin veya kooperatifin bu düzenlemeden yararlanabilmesi için muaccel (vadesi gelmiş) para borçlarını ödeyemeyecek durumda olması veya mevcut malvarlığının ve alacaklarının borçlarını karşılamaya yetmemesi ya da böyle bir duruma düşme tehlikesi ile karşı karşıya kalınmasının kuvvetle muhtemel olması gerekir.
Mahkemeye başvuran borçlu şirket veya kooperatif bütün alacaklılarla uzlaşmak zorunda değildir. Sadece projeden etkilenen alacaklılarla uzlaşması yeterlidir.
Yeniden Yapılandırmada Görevli Organlar
Yeniden yapılandırmada asliye ticaret mahkemesi birinci derecede görevli ve yetkilidir.

Projeden etkilenen alacaklılar, yeniden yapılandırma projesi ile, alacakları, hakları veya menfaatleri yeniden yapılandırılacak olan alacaklılardır. Yeniden yapılandırma talep eden şirket veya kooperatif, bazı alacaklılarının borçlarında hiçbir değişiklik yapmaksızın aynı miktarda ve daha önce belirlenen vadede  ödeme yapmayı taahhüt edebilir. Bu tür alacaklılara projeden etkilenmeyen alacaklılar denir.
Borçlunun ödeme kabiliyetine kavuşabileceğini ve projede yer alan koşullara uymasının mümkün olduğunu gösteren finansal analiz raporunu hazırlayacak olan bağımsız denetim kuruluşu da yeniden yapılandırmada görevlidir.
Yeniden yapılandırma başvurusunu inceleyen ticaret mahkemesi, bir veya birkaç ara dönem denetçisi atayabilir. Ara dönem denetçisi, projenin tasdikine veya reddine kadar olan dönemde, borçlu şirket veya kooperatifin faaliyetlerinin sevk ve idaresini bizzat üstlenecek ya da bu faaliyetleri denetler. Alacaklılar ve borçlu anlaşırlarsa üzerinde anlaşılan kişi veya kişiler ara dönem denetçisi olarak atanır, uzlaşma olmazsa mahkeme resen atama yapar.
Asliye ticaret mahkemesi, yeniden yapılandırmanın tasdikiyle birlikte, borçlu ve alacaklıların görüşünü de dikkate alarak veya resen projenin yerine getirilmesini denetleyip alacaklılara düzenli olarak rapor verecek bir veya birkaç proje denetçisi atayabilir.
Yeniden Yapılandırma Başvurusu
Yeniden yapılandırmadan yararlanmak isteyen sermaye şirketi veya kooperatif;
a-muaccel para borçlarını ödeyemeyecek durumda ise, veya
b-mevcut malvarlığı ve alacakları, borçlarını karşılamaya yetmiyorsa, veya
c-bu durumlardan birine (a ve b deki) düşme tehlikesiyle karşı karşıya kalması kuvvetle muhtemel ise,
muamele merkezinin bulunduğu yer asliye ticaret mahkemesine başvurur. Bu başvuruyla borçlu şirket veya kooperatif, projeden etkilenen alacaklılar tarafından gerekli çoğunluk sağlanarak kabul edilmiş olan yeniden yapılandırma projesini sunar. Bu proje, projeden etkilenip oylamaya katılacak alacaklıların sayı itibariyle en az yarısını aşan ve oy kullanan alacaklıların alacaklarının en az üçte ikisini oluşturan çoğunluk tarafından kabul edilmişse, gerekli çoğunluk sağlanmış olur.
Borçlu tarafından hazırlanan ve mahkemenin onayına sunulan yeniden yapılandırma projesi şu hususları içermelidir:
1-projeden etkilenen alacaklıların tabi olacağı koşullar ve benzer alacaklara sahip olan alacaklılar arasında eşitliğin ne şekilde sağlanacağı,
2-projenin borçlunun taraf olduğu sözleşmelere etkisi,
3-projenin, borçlunun malvarlığı üzerindeki tasarruf yetkisine etkisi,
4-yeniden yapılandırma için gerekli ise borçlunun kredi gibi finansman kaynaklarına başvurup başvurmayacağı,
5-yeniden yapılandırma projesinin uygulanabilirliğini sağlayacak yöntemler (örneğin; işletmenin kısmen veya tamamen devri veya başka bir şirketle birleşmesi veya borçların vadesinin uzatılması vs.).
6-tasdik kararından sonra projenin uygulamasının kim tarafından ve nasıl denetleneceği,
7-projeyi reddeden alacaklının alacağının, bu alacaklı projede kendi sınıfı için öngörülen haktan daha azını açıkça kabul etmediği müddetçe, nitelik itibariyle benzerlik gösteren alacaklarla eşit muameleye tabi olacağı.
Hukuki nitelikleri birbirine benzer olan alacakların aynı sınıfta yer alması şartıyla, projedeki alacaklılar birden fazla sınıf içerisinde gruplandırılabilir. Talepte bulunacak şirket veya kooperatif projeden etkilendirmeyi düşündüğü alacaklılar arasında eşit davranmak zorunda değildir. Yeniden yapılandırmada sadece aynı grup içinde yer alan alacaklılar arasında eşitlik ilkesi benimsenmiştir.
Mahkemeye yapılan başvuruya aşağıdaki belgeler eklenir:
1-yeniden yapılandırma projesi
2-borçlunun mali durumunu gösterir belgeler
3-projenin, borçluyu yeniden ödeme kabiliyetine kavuşturacak, mali durumunu ne şekilde düzelteceğini gösterir belgeler
4-projeden etkilenen ve etkilenmeyen alacaklar ve bunların alacaklarının listesi
5-başvuru öncesi projeden etkilenen alacaklıların yeterince bilgilendirildiğini gösteren iadeli taahhütlü mektup veya noter ihbarnamesi
6-projeden etkilenip de onay veren alacaklıların, bu beyanlarını içeren, imzası ve tarihi noterlikçe onaylanmış tutanaklar
7-projeye göre alacaklıların eline geçecek miktar ile borçlunun iflası halinde alacaklıların eline geçebilecek muhtemel miktarı karşılaştırmalı olarak gösteren belge
8-sayı ve meblağ itibariyle çoğunluk koşulunun gerçekleştiğini gösteren cetvel
9-borçlunun ödeme kabiliyetine kavuşabileceğini ve projede yer alan koşulları yerine getirmesinin mümkün olduğunu gösteren finansal analiz raporları ve dayanakları.
Başvurunun İncelenmesi ve Tasdiki
Mahkeme başvurudan itibaren otuz günlük süre içinde bir duruşma günü belirler. Bu başvuru ilanen duyurulur ve projeden etkilenip adresi bilinen alacaklılara tebliğ edilir. İlan ve tebligatta duruşma günü ve saati gösterilir. Mahkeme ayrıca borçlunun malvarlığını korumaya yönelik tedbirleri alır.
Mahkeme projeden etkilenen alacaklıların borçluya karşı başlattıkları takiplerin ve bu takiplerle ilgili davaların durdurulmasına, yeni icra takibi yapılmasının yasaklanmasına, ihtiyati tedbir ve ihtiyati haciz kararlarının uygulanmamasına ara dönemde geçerli olacak şekilde karar verebilir.


Başvuru üzerine, duruşmada mahkeme, ara dönem denetçisini, borçlu işletmenin yetkilerini ve duruşmada hazır bulunan alacaklıları dinler. Mahkeme gerekli koşulların var olduğunu tespit ederse en geç otuz gün içinde başvurunun tasdikine, aksi halde reddine karar verir. Proje tasdik edilirse mahkeme, bir veya birkaç proje denetçisi atayabilir. Proje denetçisi, projenin yerine getirilmesine ilişkin esasları denetleyip alacaklılara durumu düzenli olarak rapor eder.
Mahkemenin vermiş olduğu tasdik kararı, tasdik duruşmasında itirazda bulunmuş olan alacaklılar tarafından; başvurunun reddi hakkındaki karar ise borçlu tarafından on gün içinde temyiz edilebilir. Temyizden sonra karar düzeltme yoluna gidilemez.
Tasdik Kararının Sonuçları
Yeniden yapılandırma projesi tüm hüküm ve sonuçlarını, başvurunun tasdikine ilişkin kararın verildiği andan itibaren doğurmaya başlar. Kararın temyizi üzerine Yargıtay kararı bozarsa, projenin yerine getirilmesi kendiliğinden durur.
Borçlu şirket veya kooperatifin yapmış olduğu yeniden yapılandırma teklifi mahkemece reddedilirse, daha önce mahkeme tarafından alınan tedbirler kalkar, durmuş olan dava ve takiplere devam edilir.
Kendisine karşı yeniden yapılandırma şartlarına uygun ifa yapılmayan her alacaklı bu dönemde kazanmış olduğu yeni hakları muhafaza etmekle birlikte, yeniden yapılandırmayı tasdik eden ticaret mahkemesine başvurarak kendisi hakkında yeniden yapılandırmayı feshettirebilir. Ayrıca her alacaklı kötüniyetle elde edilmiş bir yeniden yapılandırma kararı olduğu iddiasında ise mahkemeye fesih için başvurabilir. Yeniden yapılandırma tamamen feshedilir ve kesinleşirse bu fesih kararı ilanen duyurulur. İlandan itibaren  on gün içinde projeden etkilenen alacaklılar tasdik kararını vermiş olan mahkemeden borçlunun derhal iflasına karar verilmesini isteyebilirler.
Projenin bir kısmının ihlali halinde bu ihlal sadece bazı alacaklıları etkiliyorsa, hakları ihlal edilen bu alacaklıların borçlu ile projenin tadili konusunda anlaşmaya varmaları durumunda, tadil edilmiş proje mahkemenin tasdikine sunulur.
Borçlunun projeden doğan yükümlülüklerini tamamen veya kısmen yerine getirmemesi halinde durum proje denetçisi, borçlu veya projeden etkilenen alacaklılar tarafından projeyi tasdik eden mahkemeye bildirilir. Bunun üzerine mahkeme borçlunun malvarlığının korunması için gerekli tedbirleri alır ve bir duruşma günü belirler. Mahkeme bu duruşmada alacaklıların itirazlarını inceledikten sonra, borçlunun yükümlülüklerini kısmen veya tamamen yerine getirmediğini, projenin uygulanmadığını ve tadili yoluna da gidilmediğini tespit ederse derhal borçlunun iflasına karar verir.
 
 
   
 
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol